34. Çocukluğumdaki Samatya, tüm bir İstanbul gibi bir başka güzeldi. Küçük, küçümencik sokakları; iki, bilemedin üç katlı ahşap

34. Çocukluğumdaki Samatya, tüm bir İstanbul gibi bir başka güzeldi. Küçük, küçümencik sokakları; iki, bilemedin üç katlı ahşap evleri; Rum'u, Ermeni'si, Müslüman'ı; birbirlerine kimi akrabadan yakın komşular... İstanbul'un bu güzel semti, geçmişte denizle iç içeydi. Iskelesi, balıkhanesi, balıkçı kahveleri ve denizle kucaklaşan lebiderya evler... Samatya, geçmişten bu yana İstanbul'un en kozmopolit semtlerinden biri olmayı günümüze dek sürdürdü. Bugün bile sahilden bakıldığında geçmişten gelen bu birlikteliğin görüntüsü semtin minare ve çan kulelerinden yansımaya devam ediyor. Surp Kevork ya da biraz ötesindeki Ayios Minas'tan yükselen çan sesleri, zaman zaman yanı başlarındaki Abdi Çelebi Camii'nin ezan sesine karışıyor. Hacı Manav Sokak'ta oturan doğma büyüme Samatyalı Hayriye Hanım'ın geçmişte kalan anıları da yan sokaktaki komşusu 80'li yaşlara merdiven dayamış Madam Arşuluz'un anılarıyla çakışıyor. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur? A) Samatya, günümüzde eski güzelliğini korumaya devam ediyor mu? B) Samatya'da değişik inanç gruplarına mensup kişilerden söz edilebilir mi? C) Samatya'da yaşayan insanların ilişkileri hakkında ne söylenebilir? D) Günümüz Samatya'sında etnik kökeni farklı kişiler yaşamayı sürdürüyor mu? E) Samatya'nın değişime uğramasının temel sebebi nedir?