36 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yacaen Türk Dili ve Edebiyatı-Sosyal Bilimler - 1 adan olan sanatçı, irlikte ilk özel ga- Efkâ
36 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yacaen Türk Dili ve Edebiyatı-Sosyal Bilimler - 1 adan olan sanatçı, irlikte ilk özel ga- Efkâr gazetesini ncülerinden olan Fransızcadan ilk Janzume adlı bir aşağıdakilerden et Hâşim'in Şiir etika örneği ile nu düşünen bu Fler yazmaktır. üzeni oluştur- cabul eden bu avir ön planda mak, hissedil- nemseyen bu CAP 18. Iç çözümleme tekniğinde anlatıcı, karakterle okur ara- sina girerek karakterin dünyası hakkında açıklama- Elarda bulunur. Kahramanın iç dünyası bize tanıtılırken dikkat edilmesi gereken önemli bir husus ise anlatıcı- nin kendi duygularını bir kenara bırakarak yansız bir şekilde çözümlemeyi yapması gerekliliğidir. Aksi tak- dirde zayıf bir anlatı söz konusu olur. Bu açıklamaya göre aşağıdaki parçalardan hangisi iç çözümleme tekniğine örnek olarak gösterilebilir? A) Hep dostlarıyla olan paylaşmasını diyenler de yok mu? Var, var elbet. Yadımıyoruz mutluluklarını ama ki neden hep kivanma, hep sevinc? Acılar yok mudur ki? İçtenlik bu değil bence. Sevgini de hep, sevincini de, olur mu böyle? Gerekir mi üstelik? Ben söylerim bak, doğru doğru dosdoğru... Sevinsem bir gün, faraza sinemaya gitsem (olur a...) Gider tüm ar- kadaşlarıma derim bunu, filmi falan anlatırım. B) Bu Perihan da bir âlem kadın. Resimli romanların, ucuz filmlerin aşk öğrencisi. Bir bellemiş telli du- vaklı, çabucacık eskitilen aşk. Her şeye deva aşk. Hoyratça hırpalanan, menekşe gözlü kızlarla, geniş omuzlu erkeklere mahsus olan, Yelpaze dergisi ka- pağı aşkı. Bir kere koca kızın derdi bitek aşk değil. Perihan'a kolay çözüm aşk, o nasıl oluyorsa? Bu öğütten içleri incindi kızın. C) Çarpıyor gene, tavaları, tencereleri, kap kacağı. Başıma vuruyor sanki. Küçükken ne iyiydiler, ne uslu, ne buyruklara uyan. Yillar bozuyor çocuk- ları, alışkanlıklar bozuyor. Hiç üzmezlerdi eskiden beni, bundan sonra üzecekler sanırım. Söylüyorum bunu onlara kızıyorlar. "Ne demek bundan sonra üzmek?" diye parlıyorlar. "Biz bundan sonra büyü- yecek miyiz? Çocuk, torun sahibi olduk. Bundan sonra üzmek ne demek allasen." diyorlar. D) “Mahalleye döşeğin haberi geldiğinde inanmadım ha.", "Ben koşup yetişmeseydim kim bilir kim ka- pacaktı?", "Doğru arvadım, savol. Allah razı olsun senden.", "İnsan böyle bir kısmette, durun avra- dima diyeyim der mi? Demez. Koşan sırtlar, alır gelir.", "Ya biz yetişene, başkasına gideydi?", "Demek ki mevlam, bizim ihtiyar sırtlarımıza kis- met etmiş onu. E) Yağmur hızını alana dek yağdı, durdu. Güneş açtı. Çocukların tokyo terlikleri birçok kez yarım ay bi- çimi sıralandı, uyudukları sebebiyle. Muslukla- rin önünde yüzlerini yıkadılar birçok kez. Toygay Dede"nin torunlan doğum gününe geldiler. Birçok çocuk saati ve günü devroldu. Bilge Hayat, Filiz Parla oldu bu arada. Bahçıvan, bulaşıkçı ve öğret- men, yeni bir akşam oturmasına koyuldular. sözü edilen anatçılardan 8 Diğer sayfaya geçiniz