37. Hintli bir yaşlı usta, çırağının her şeyden sürekli şikayet et- mesinden bıkmıştı. Bir gün çırağını tuz almaya gönderdi. Yaş

37. Hintli bir yaşlı usta, çırağının her şeyden sürekli şikayet et- mesinden bıkmıştı. Bir gün çırağını tuz almaya gönderdi. Yaşamındaki her şeyden mutsuz olan çırak döndüğünde, yaşlı usta ona, bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesi- ni söyledi. Çırak, yaşlı adamın söylediğini yaptı ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye başladı. "Tadı nasıl?" diye soran yaşlı adama öfkeyle "Acı" diye yanıt verdi. Usta ki- kırdayarak çırağını kolundan tuttu ve dışarı çıkardı. Ses- sizce az ilerideki gölün kıyısına götürdü ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu göle atıp, gölden su içmesini söyledi. Söyleneni yapan çırak, ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken aynı soruyu sordu: "Tadı nasıl?" "Ferah- latıcı" diye yanıt verdi genç çırak. "Tuzun tadını aldın mı?" diye soran yaşlı adamı, "Hayır" diye yanıtladı çırağı. Bu- nun üzerine yaşlı adam, suyun yanına diz çökmüş olan çırağının yanına oturdu ve şöyle dedi: I. Yaşamdaki acılar tuz gibidir, ne azdır ne de çoktur. II. Acın olduğunda yapman gereken tek şey, acı veren şeyle ilgili duygularını genişletmektir. III. Acılar karşısında dayanamaz olduğunda daha büyük acılar da olduğunu hatırla. Yukarıdakilerden hangileri ustanın çırağına söylediği sözlerden biri olamaz? A) Yalnız I B) Yalnız II C) yell D) II ve III E) I, II ve III ti