Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevapla- yınız. Havva Ertekin'in öyküleri, gücünü gözlemden ve gözle- nen gerçeğin bir bi

39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevapla-
yınız.
Havva Ertekin'in öyküleri, gücünü gözlemden ve gözle-
nen gerçeğin bir biçimde yansıtılmasından alıyordu. Yan-
sitilan gerçek de mahkumların acımasız dünyasıydı. Hav-
va Ertekin, bu öykülerinde, tanidi

39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevapla- yınız. Havva Ertekin'in öyküleri, gücünü gözlemden ve gözle- nen gerçeğin bir biçimde yansıtılmasından alıyordu. Yan- sitilan gerçek de mahkumların acımasız dünyasıydı. Hav- va Ertekin, bu öykülerinde, tanidiği, öykülerini dinlediği ki şiferi somutômeklerle, olduğu gibi anlatiyordu. Yaptığı tek şey, anlattığı daya toplumsal bir yorum getirmeye çalış masıydı. İyi bir anlatier oluşu da başarısını pekiştiriyordu. 39. Bu parçada Havva Ertekin'in öyküleriyle ilgili aşağı- dakilerin hangisine değinilmemiştir? A) Ömeklemelere öykülerinde yer vermesine B) Anlatısını verirken başarılı bir aktarımda bulunma- sina C) Öykülerinde gerçeği olduğu gibi aktarmasina D) Anlattığı olayları yorumlayarak vermesine E) Mahkumların dünyasındaki acımasızlıklara yer ver- mesine aktarma 40. Aşağıdaki örneklerden hangisinin bu parçada anlatı- lanlara göre geçerliğini yitirmesi beklenir? A) Nikolayevski garında iki eski arkadaş karşılaşmış- ti; biri tombalak, öbürü kupkuruydu. Şişko, istasyon büfesinde yemeğini henüz bitirmiş, yağlı dudakları olgun kiraz gibi pini pırıldı. B) Burada irmak köpürgen dalgalarıyla çağlar, yılan gibi bükülüp kıvrılır, uzaklıklarda yok olur ve yaprak ormanlardaki çayırlara düştüğünde akşam rüzgârı çıkar, vadilerden beni de hayallerimi de alıp götürür. C) İşte öyle, bayım! Roman büyük bir yolun üstünde gezdirilen bir aynadır. Kâh göklerin maviliğini yansı- tir, kâh yolun çukurlarında biriken çamuru. D) Sobaya gitti, kapağını açıp külleri karıştırmaya baş- ladi; pantolon paçalarından késtiği ipliklerle, yırtık cep astarı attığı gibi öylece duruyordu; demek kimse sobaya bakmamıştı! E) O, galiba onaylanmayan bir yola sapmış, yoksul aile- lere göre suçların en büyüğünü işlemiş, yani tüm parasını hiç uğruna har vurup harman savurmuştu.