4. Birkaç gün evvel yağan şiddetli yağmur sıcağı kırmış, ova- ya bir serinlik getirmişti. Köylüler; bu serin havayı fırsat bilip
4. Birkaç gün evvel yağan şiddetli yağmur sıcağı kırmış, ova- ya bir serinlik getirmişti. Köylüler; bu serin havayı fırsat bilip sabahın erken vakti işe başlamış, tarladaki iri taşla- ri toplamış, taşların bazılarını da kırarak tarlayı sürecek hâle getirmişti. Havalar böyle giderse bu yıl ürünler be- reketli olacak, komisyoncular fiyatı kıramayacak gibiydi. Çünkü geçen yıl şiddetli bir fırtına olmuş, bütün mahsulü kırmış, köylüler perişan olmuştu. Bu parçada "kırmak" sözcüğü, aşağıdaki anlamlardan hangisine karşılık gelecek şekilde kullanılmamıştır? Airi parçalara ayırmak B) Gücünü, etkisini azaltmak C) Bir şeyin fiyatını azaltmak, indirmek D) Oldürmek, yok olmasına neden olmak E) Sert şeyleri vurarak veya ezerek parçalamak