40. Bulunduğumuz yer, denizden bin beş yüz metre kadar yüksekte idi. Akcedil; ay iskelesinin önünde duran kayık- lar, ağaçların
40. Bulunduğumuz yer, denizden bin beş yüz metre kadar yüksekte idi. Akcedil; ay iskelesinin önünde duran kayık- lar, ağaçların arasındaki seyrek binalar iğne topuzu kadar ufaktı. Karşıda Burhaniye'nin arkasında yatan Madra Dağları şekilsiz bir yığından ibaretti. Güneşin altında göz kamaştırıcı pırıltılarla yanan deniz, ta uzaklarda açıklı koyulu gölgelere bürünen Midilli Adası'na kadar uza- niyor, bunun sağ yanından geçerek ufukta sisler içinde gökle birleşiyordu. Kazdağı'nın körfeze kadar yaklaşan eteklerini sayılamayacak kadar çok, her biri başka renk ve biçimde, irili ufaklı dağlar ve tepeler çeviriyordu. Ar- kamızda Sarıkız, bu dağların en yüksek tepesi, ağaçsız başını beyaz bulutlara uzatıyordu. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Kişileştirmeye yer verilmiştir. V B) Üçüncül kişili anlatım kullanılmıştır. C) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır. D) Örneklemeye başvurulmuştur. E) Betimleme yapılmıştır. Türkçe Testi Bitti.