5. (1) Hacı Süleyman şafaktan beri elde çifte, önde köpek, kıyı kıyı taban tepiyordu. (II) Tanyeri uyanırken keklikler derelerde
5. (1) Hacı Süleyman şafaktan beri elde çifte, önde köpek, kıyı kıyı taban tepiyordu. (II) Tanyeri uyanırken keklikler derelerden, yamaçlardan, cak cak ederek, yeni doğan günü bütün kuşlar, böcekler, çalılar, dağlar, taşlar ve denizlerle esenliyorlardı. (III) Ne bir kuş ne de bir böcek olan Goethe'nin bile ölürken ve kapkara sonsuzluğa göçerken son çağırısı "Işık, ışık!" değil miydi? (IV) Çiçek, balik, kuş, insan, hepsinin aradığı ışık şimdi ağarmaktaydı. (V) Keklikler, hamamböceği, solucan, akrep, tesbih böceği değillerdi ki karanlıkları arasınlar. Parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde zarf kullanılmamıştır?