5. 6. Gün içinde birçok defa bizden farklı olan, görünen, düşünen, yaşayan insanlarla karşılaşıyor veya aynı ortams paylaşıyoruz
5. 6. Gün içinde birçok defa bizden farklı olan, görünen, düşünen, yaşayan insanlarla karşılaşıyor veya aynı ortams paylaşıyoruz. Karşılaştığımız bu durumlara ya da kişilere şaşırma, kızma, anlama, kabullenememe gibi çeşitli tavırlarla cevap veriyoruz. Yetişkin olarak isimlendirilen bizlerin bile karşılaştığı durumlar karşısında izleyeceği tutumla ilgili sabit bir tavri olamazken dünyadaki kısacık yaşamı içerisinde hemen her şeyi çevresinden görerek öğrenen çocukların bu tarz bir davranışını vicdansızlık olarak isimlendirmek doğru değil. Aşağıdaki metinlerden hangisinde yararlanılan anlatım biçimi verilen metnin anlatım biçimiyle özdeştir? A) Beyaz bir koltuk, beyaz ve gri tonlarının hakim olduğu bir kilim, köşede lambader, örme sepetler, bir vazoda kıvrilmiş hålde duran bambu, zarif sukulentler, yeşil yapraklı sade bitkiler, siyah çerçeveli sade duvar panoları, kapsül gardıroplar, geniş ve ferah pencereler, bohem kıyafetler, spor ayakkabılar ve her daim düzenli duran ev ortamı Böyle bir ortamda kim yaşamak istemez ki? Ama bunu yaparken kendi kültürümüzü yansıtan dekor ve motifler kullanabiliriz. B) Isırgan otunun gövdesinde ve yapraklarında, temas edildiğinde ciltte tahrişe neden olan formik asit -karıncalarda da bulunur-histamin, asetilkolin, serotonin adly kimyasal maddeler içeren ince tüyler vardır. Camsı yapıdaki bu tüyler hafifçe dokunulduğunda bile kirikrlar ve içlerindeki kimyasal maddeler deriye geçer. Bu maddeler deride bölgesel olarak acıya, kızarıklığa, şişkinliğe, kaşıntı ve uyuşmaya neden olur. C) Kapınızı kapattığınızda içinde huzur bulduğunuz, nefes aldığınız, kendinizi güvende hissettiğiniz evinizin, birileri Xarafından, bunun sizi önce kirilgan kılacağı, sonra hasta edeceği ve hatta sonunda yok oluşa kadar götüreceğini bile bile yaşanmaz kılınmasına izin verir misiniz? Yanıt net: Hayır. Bu tür bir dış müdahaleye var gücünüzle karşı çıkarsınız. Peki kendi yaşam alanınızda bunu siz kendinize yapar mısınız? Bu kez yanıt daha da net: Kocaman bir hayır. X D) Halil Hilmi Efendi kalabalığın ortasında idi. Dalgalı bir denizde çabalar gibi kol ve bacak hareketleriyle bir zaman ileri geri bocaladı. Sonra ayağı bir şeye takıldı. Bu, büyük bir hamur tahtası üstüne kurulmuş bir yer sofrası idi. Kaymakam yana dümen kırmaya savaştı; yapamayınca var kuvvetiyle arkaya kaykıldı. Fakat bir an arkasında yığılıyor gibi olan kalabalığın korkunç bir tosla kendisini tekrar ileri attığını görünce sofrayı atlıyarak geçmekten başka çare göremedi. Anadolu coğrafyası dünden bu güne konumu itibariyla gözlerin üzerinde olduğu bir bölgeydi. Üstelik bu özelliği Osmanlı Devri'nde daha geniş bir hâkimiyet alanında daha bariz bir şekilde ------- Balkanlar yoluyla Avrupa'da, Kafkaslar yoluyla Avrasya'da ve güney vilayetlerinden dolayı Orta Doğu'da-------, 19. yüzyıl itibarıyla hızlanan çözülme rüzgârına böyük güclerin aralarındaki rekabeti firsata çevirerek var olma kaygısı --