5. Biliyoruz ki dil, sözcüklerin toplamından çok daha fazladır. Dilin, dillendirdiği bir şey vardır: Dil, yaşamı dillendirir. Do
5. Biliyoruz ki dil, sözcüklerin toplamından çok daha fazladır. Dilin, dillendirdiği bir şey vardır: Dil, yaşamı dillendirir. Dolayısıyla dil, yaşamdan ayrı bir varlığa sahip değil- dir. O zaman, eğer biz Türkçenin bilincine varacaksak Türkçenin can bulduğu, Türk- çenin yüreğinin attığı o toprakları düşün- meliyiz. Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdaki- lerden hangisidir? A) Bir dilin zenginliği, sahip olduğu sözcük sayısıyla ölçülür. B) Dilin varlığı ve dil bilinci oluşumu, o dilin yaşadığı coğrafyadan ayrı düşünüle- mez. C) Türkçenin geleceği, yabancı dillerin et- kisinden kurtulabilme gücüne bağlıdır. ... D) Ana dile gösterilen özen, bir ulusun ge- leceğine yapılan yatırımdır. PR 6. Bir çocuk sekropia denilen bir tür güve ko- zalarını topluyor ve bahar gelince güvele- rin kozalardan nasıl çıktıklarını hayretle ve ilgiyle seyrediyordu. Fakat güvelerin koza- dan çıkarken sarf ettikleri gayret, çırpınma karşısında da içinde bir acıma hissi geli- şiyordu. Babası bir gün, bu böceklerin bir tanesinin kozadan çıkmasını güçleştiren STARF ipeği makasla kesti. Fakat sonuç şaşırtıcı idi, çok geçmeden böcek öldü. MARA 29. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşa- ğıdakilerden hangisidir? A) Merak, öğrenmek için atılan ilk adımdır. B) Zor durumda kalanlara yardım edilmeli- dir. C) Gelişim, doğal akışı içinde tamamlan- malıdır D) Yaşamak için harcanan çabaya saygı duyulmalıdır.. ATA 8.