5. Hava açıktı, dün yağan kar tutmuş; etraf, şiirsel bir görüntüye kavuşmuştu. Arkadaşımla birlikte Abant Gölü'nün kıyısında kam
5. Hava açıktı, dün yağan kar tutmuş; etraf, şiirsel bir görüntüye kavuşmuştu. Arkadaşımla birlikte Abant Gölü'nün kıyısında kamp yapacaktık. Buraya gelirken aldığımız malzemeler bir hayli tutmuştú ama yaptığımız masrafa değecekti. Arkadaşım, bir yıl önce İstanbul'a taşınmış, küçük bir daire tutmuştu kendine. Vaktinin çoğunu yaptığı iş alsa da boş zamanlarında birlikte vakit geçiriyorduk. Balık tutmak için oltalarımızı göle attık. Çadırımızı kurup ateşimizi yakınca hararetli bir tartışmaya giriştik. Bazı fikirlerini tutmasam da arkadaşımın görüşlerine saygı duyuyordum. Bu parçada "tutmak" sözcüğü aşağıdaki anlamlardan hangisine karşılık gelecek şekilde kullanılmamıştır? Harcamak, masraf yapmak B) Benimsemek, kabul etmek C) Avlamak D) Hizmetine almak veya kiralamak E) Yüzeyde görünür durumda olmak, kalmak