5 Yumuşak g, abecemizin en dikkat çekici harfidir. Kendi başına ses vermiyor; ya, "ağıt'ta olduğu gibi, iki ünlü arasında köprü
5 Yumuşak g, abecemizin en dikkat çekici harfidir. Kendi başına ses vermiyor; ya, "ağıt'ta olduğu gibi, iki ünlü arasında köprü oluyor ya da "dağ"da olduğu gibi, kendinden önceki ünlüyü uzatıyor. Dilimizde hiçbir kelime ğ ile başlamaz. Asi değildir ama ayrıdır. Saçma sayılmasa da kendine özgüdür. Yunus Emre'nin çok özgün bir şiiri, sanki abece içinde yumuşak g'nin konumunda, "Çıktım erik dalina onda yedim üzümü" diye başlayan şiir; çelişkilerle, uyumsuzluklarla, akıl dışı ilişkilerle dolu daha pek çok şiiri gibi. Hiciv mi, tekerleme mi, derin bir tasavvufi hikmet mi, üstü örtülü bir toplumsal eleştiri mi, bir manzum masal denemesi mi? Belki gerçeküstücülüğün uzak bir öncüsü. Hangi türe koymaya çalışırsak çalışalım bu, Türkçemizin 1200 yıllık şiir serüvenindeki en çarpıcı ve büyüleyici yaratılardan biridir. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz? A) Yunus Emre'nin şiirlerindeki harflerin kullanımı gerçeküstü özellikler taşımaktadır. B) Yumuşak g harfi ünlü seslerin uzun okunmasına yol açmaktadır. C) Yunus Emre'nin anlam derinliğine sahip şiirleri vardır. D) Yumuşak g harfinin alfabe içinde farklı bir yeri vardır. E) Parçadaki şiir ile yumuşak g arasında değişik bir ilgi kurulmuştur.