5. Yusuf, titreyen elleriyle ilginları araladı. Yarı kapalı, yumuk yumuk gözlerini, büsbütün küçülterek nehrin iki kıyısını süzd
5. Yusuf, titreyen elleriyle ilginları araladı. Yarı kapalı, yumuk yumuk gözlerini, büsbütün küçülterek nehrin iki kıyısını süzdü. Önünde bir bataklık, bulanık suların ortasına doğ- ru, bir yarımada şeklinde uzanıyordu. Yarımada, nehrin en derin bir noktasına kadar yürümüştü. Yığın yığın sarı miller, yakıcı mayıs güneşinin altında, ıslak ıslak parlıyor- du. Yusuf, bir zaman daha sulara, bataklığa baktı. Sonra birdenbire kalbi durur gibi oldu. Bir an gözlerini yumdu. Açtığı vakit, iki damla yaş, bembeyaz sakalına yuvarlandı. Güçlükle iki üç adım daha atti; ilginlardan kurtuldu. Sonra dizlerinin bağı çözüldü. Oracığa, kumların üzerine çökü- verdi. Titreyen ellerini dizlerine dayadı. Ellerinin, dizlerinin sarsılması bir zaman sonra kesildi. Taştan bir heykel gi- bi, nehrin bulanık sularına doğru uzanan bataklığa baktı kaldı. Samim Kocagöz'e ait olan bir hikâyeden alınan bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söyle- nemez? A) Gerçekçi gözlemlere yer verilmişti B) Köy yaşantısındaki bir hadiseden söz edilmiştir. C) Ayrıntılı betimlemeler görülmektedir. D) Bireyin iç dünyasını yansıtan bir eserden alıntdır. E) Yalın bir üslup kullanılmıştır.