50. 49. Yoğun anlama dayanan, konuşma diline karşı olan ve salt şiir üzerine yoğunlaşan ikinci Yeni, kendine özgü bir söylemle o
50. 49. Yoğun anlama dayanan, konuşma diline karşı olan ve salt şiir üzerine yoğunlaşan ikinci Yeni, kendine özgü bir söylemle ortaya çıktı. Istedikleri, bütün değer yargılarının yıkılmasıydı. Yüzeysel anlamı dışlayan, imge yüklü, kapalı bir dil kullanıyorlardı. Dilin bütün imkânlarıyla okuru sarsan, dağıtan ve anlamı yokuşlara süren bu tavır, Türk şiir geleneği içerisinde önemli bir yerde durmaktadır. Bu düşüncelerle ikinci Yeni şiirini tanımlayan yazara göre aşağıdakilerden hangisi, ikinci Yeni anlayışıyla yazılmış olamaz? A) Ölürse balıkları güneşin Susuzluktan dağın ardında Düşerse kuluçkaların altına Bu ağır bulanık meydanda B) Tep kralları gibiydim, öyle yalnızdım Bir çağda seni bu beyazlığında tuttum Ak, sabah kalyonlarım hep gökyüzündeydi Ben rüzgâr değirmeninizde kaldım C) Tuna'nın üstünde güneş batarken Sevgili yurdumu andırır bana Bir hayal isterim Boğaziçi'nden Bakarim Istanbul diye her yana D) Kar, buz, tipi Kaymaktan korkum yok ki Kayarken yalnız tutunmak için Ölümlerden bir ölümün seçimi E) Bütün şiirlerde söylediğim sensin Suna dedimse sen, Leylâ dedimse sensin Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım Salome'nin, Belkıs'ın Boşunaydı saklamam öylesine aşikârsın, bellisin