Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

68 Yıl Sonu Tarama Testi Yil Son Test 8. Bir 7. Aşağıda Türk edebiyatının iki usta kaleminin edebi kişiliği ve üslubu ile ilgili

68
Yıl Sonu Tarama Testi
Yil Son
Test
8. Bir
7. Aşağıda Türk edebiyatının iki usta kaleminin edebi kişiliği ve üslubu ile ilgili bilgiler verilmiştir.
"Du
Bo
yill
ilgi
Karincadan kartala
kadar tüm canlıları
gözlemlemiş ve
anlatmıştır.
Toplumsal düzenin
çir

68 Yıl Sonu Tarama Testi Yil Son Test 8. Bir 7. Aşağıda Türk edebiyatının iki usta kaleminin edebi kişiliği ve üslubu ile ilgili bilgiler verilmiştir. "Du Bo yill ilgi Karincadan kartala kadar tüm canlıları gözlemlemiş ve anlatmıştır. Toplumsal düzenin çirkinlikleri, ve adaletsizlikleri karşısında direnen insanın yalnızlığını anlatmıştır. Yerel halki, bitkileri, hayvanlari taniyor olması, sanatını en iyi şekillen- diren unsurlar- dandır. Halkın acilarini, özlemlerini, gurbeti, ağaların baskisini, başkaldırıyı eserlerinde işlemiştir. İçten ve yalın bir Istanbul Türkçesiyle öykülerini yazmıştır. Hamallar, sokak çocukları, kimsesizler, işsizler onun kahraman- larıdır. B. YAŞAR KEMAL SAİT FAİK ABASIYANIK Halkın dilini kullanmış, sade, ve yöresel ağızlarla çok güçlü tasvirler yapmıştır. Adalara ve denize olan sevgisini eserlerine yansıt- mıştır. Buna göre aşağıdaki metinlerden hangisi bu yazarlardan herhangi birine ait olamaz? A) Şu karşıki sandalı görüyor mus in? Bakın sahile yaklaşıyor. Onu yürüten şey nedir? Kürekleri değil mi? Ya şu uçan martılar! Kanatları yolunsa artık uçabilir mi? Düşünce de böyledir. Dört duvar arasına kapatılmak istenirse kanatsız kuş, küreksiz sandal oluverir ve bütün manasını kaybeder. B) O mavi kuştan, yanar döner kuştan... Hani, su kıyılarındaki yarları yılan deliği gibi deler, çok derin- lere kadar deler, ta dibine, toprağın altına gider, oraya yuvasını yapar. Yuvalarının ağzında da her zaman bir çiçek biter. Ya bir yoğurt çiçeği, ya bir pampal, ya ağınağacı çiçeği, ya bir su püreni. O kuş çiçeksiz edemez, işte o kuştan bir tane tutmalı. 9. C) Güneş tepeme işlemiş. Bir hoş oldum. Gerisini bilmiyorum. Kendime geldim ki ne göreyim, tozun toprağın içine belenmişim. Her yanım sızlıyor. Atı, arabayı koydunsa bul. Seğirttim şimdi. Sari sıcağın altında... Beygirler, dedim, ya götürüp bir dereden yuvarladılarsa? Dirisi gün görmedi... Ölüsü, dedim, ölüsü olmasın irezil. D) Burada kendisini olduğu gibi gösterebilir; burada hiç utanmayarak nefsini zabta lüzum görmeyerek kalbinin olanca yaralarını şu sâkit fakat müşfik mahrem dostlarını önlerine serebilirdi. Evet; burada dünden beri tazyik ede ede kendisini hasta eden istirap feryadını salıvermek mümkün idi.