7. Bunlar gençlerin pek hoşuna gitmediyse, oturup biraz düşünmelerinde büyük yarar var. Tabii, eğer öykü yazmak, Türk öykücülüğü
7. Bunlar gençlerin pek hoşuna gitmediyse, oturup biraz düşünmelerinde büyük yarar var. Tabii, eğer öykü yazmak, Türk öykücülüğüne katkıda bulunmak istiyorlarsa... Günümüzün öykücüleri arasında bu eleştirilerin dışında tutulması gereken, birikimli, yetkin, ilerde çok daha özgün öyküler yazacak olanlar da var; ama genele baktığımızda durum pek iç açıcı değil. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir? A) Eleştirmenler niçin pek sevilmiyor? B) Öykücülüğümüzün geleceğini nasıl görüyorsunuz? C) Şiir gibi, öykü de ölüyor mu? D) Genç öykücülere dönük bu eleştirileriniz biraz sert değil mi? E) Sizce genç öykücüler ürünlerini kalıcı kılmak için nelere dikkat etmelidir? 8. Ne zaman bir roman yazsam birileri, en çok da annem, "Şöyle bir aşk romanı yazsana!" derdi. Hep günün birinde ana teması aşk olan bir roman yazmayı düşünmüştüm. "Zamanın Manzarası" öyle çıktı ortaya. Ama bizim gibi yazarlar, insanın yazgısını merak eden, o tür konularla akrabalık kurmuş yazarlar, aşkı da yazsalar, yanına başka bir sürü konu koyuyorlar. Bu parçadan, aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir? A) Romanlar genellikle okurun beklentilerine göre biçimlenir. B) Sıradan okurlar, aşk romanlarından daha çok hoşlanırlar. C) Sadece aşk temasını işlemek güçlü romancılara özgüdür. D) Romancının asıl görevi insanın kaderini araştırmaktır. E) Romanı tek bir konu üzerine kurmak yazarın elinde değildir.