7. Edebiyat metninin dili, günlük iletişim dilinden bütünüyle ayrıymış gibi görülegelmiştir bizde. Doğallıktan uzak bir dil olar

7. Edebiyat metninin dili, günlük iletişim dilinden bütünüyle ayrıymış gibi görülegelmiştir bizde. Doğallıktan uzak bir dil olarak düşünülmüştür hep. Edebiyat sözcüğü, süslü püslü, özentili, abartmalı ve boş sözler yığını gibi bir an- lam kazanmıştır bu yüzden. Bunu da edebiyat dilini günlük dilden apayrı gören bir anlayışa bağlayabiliriz. Oysa edebiyat dili, günlük dilden tümüyle kopuk bir dil değildir. Aşağıdaki metinlerden hangisi bu metinde kullanılan anlatım biçimiyle yazılmıştır? A) Nabi, 17. yüzyılda yaşamış önemli bir divan şairidir. Urfa'da doğmuş, sonrasında İstanbul'a gelmiştir. "Şey- hüş-şuara" olarak bilinir. Yani şairlerin şeyhi, başı olarak anılır. Divan şiirinin en toplumcu şairi sayılır. B) Şık giyimli, ağır başlı kadınlarla dolu eve girdi Nazan. Tereddütte kaldı bir süre. Burada ne aradığını sorar- larsa ne cevap vereceğini dahi bilmiyordu. Sonra oturdu bir köşeye çekinerek. Elbet biri görürdü. C) Yazarlar okudukları bir metinden yararlandıklarında yazın dünyasında bir kızılca kıyamet kopuyor. Efendim bu özgünlükle bağdaşmazmış. O zaman bu yazarın kendi eseri olmuyormuş. Bana göre yazar, kibarca esin- lenme denilen bu işte son derece haklıdır. D) Ev, yemyeşil bir zemine sahip çam ağaçlarıyla süslü büyükçe bir bahçenin içinde yer alıyordu. Duvardaki renkli renkli desenler, eski zamanın tarih kokan halıları, yastıkların üzerine serilmiş o duygu seli oluşturan bez parçaları...