7. n . Yaşlı adamın eşi evde tereyağı yapıyordu ko- cası ise her gün yakın- larındaki bakkala gö- türüp satıyor, onunla geçiniyo
7. n . Yaşlı adamın eşi evde tereyağı yapıyordu ko- cası ise her gün yakın- larındaki bakkala gö- türüp satıyor, onunla geçiniyorlardı. Bakkal, adamın getirdiği tereyağını hiç tartmadan tezga- hına koyuyor ve satıyordu. Ancak bakkal bir gün acaba dedi; adam gittikten sonra tereyağını tartı- ya koydu, 900 gram olduğunu görünce çok öfke- lendi ve yarın geldiğinde bunun hesabını sorar, bir daha yaşlı adamdan alışveriş yapmam dedi. Erte- si sabahyaşlı adam elinde tereyağı içeriye girdi, bakkal sert bakışlarıyla: "Bir daha senden tereyağı almayacağım." dedi. Yaşlı adam üzülerek: "Efen- dim bir yanlışım mı oldu?" dedi. Bakkal: "Efendi senin bana verdiğin tereyağını tarttım 900 gram geldi ayıp değil mi bu yaptığın?" dedi. Yaşlı adam utanarak başını yere eğdi: "Efendim bizim terazi- mize koyacak ağırlığımız yok, sizden bir kilo şe- ker almıştık onu ağırlık olarak kullanıyoruz." der. Bakkal utancından ne yapacağını şaşırır ve yaşlı adamdan özür diler. Bu metni en iyi anlatan atasözü aşağıdakiler- den hangisidir? A) Rüzgar eken fırtına biçer. B) Ne ekersen onu biçersin. Ne verirsen elinle o gider seninle. D) Terzinin işi kötü, ayıbini örten ütü. (A