8 24. Günlük dilde çoğu sözcüğün bayağılaştığını, sıradanla tığını, içinin boşaldığını görürüz. İnsan, konuşurken onlan bir eşya
8 24. Günlük dilde çoğu sözcüğün bayağılaştığını, sıradanla tığını, içinin boşaldığını görürüz. İnsan, konuşurken onlan bir eşya gibi kullanmaktan geri durmaz; ardına önüne dönüp bakmaz, onlara kıymet vereyim diye çaba har- camaz. Sözcükler de böylece kullanıla kullanıla tipki ----. Yahya Kemal'i, Şeyh nesneler gibi yorulur ve aşınır. ----. Galip'i okurken bunu bir kez daha fark ediyorum. Gün- lük yaşamda, sokakta ağızdan ağıza dolaşırken yorulan, pörsüyen "söz"ler, şiirin şemsiyesi altında dize nizamına girdi mi ter ü taze kesiliverir. Sanki sokaktaki herkesin dilindeki sözcük değildir o; yeni doğmuş, ilk kez kullanıl- mıştır. Ne çok okunursa okunsun, zaman ne kadar işler- se işlesin, yeniliğinden bir şey yitirmez şiirin malı olmuş sözler. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? + A Sözcükler ancak şiirde yeni anlamlar kazanır B) Sözcüklerin diri ve taze kaldığı yer ise şiirdir Sözcüklerin de bir ruhu olduğunu unutmamalıyız D) Şiirden kopan bir insan; sözcükleri, yaşamı giderek eskimiş bulmaya başlar E) Günlük dildeki bir sözü alıp "şiirin malı" yaparken çok titiz davranmalıyız