8. Eski zamanlarda üç atlı bir çölden geçiyordu. Kurumuş bir nehir yatağına vardıklarında gaipten bir ses duydular. "Durunuz!" diyordu o ses. Atlarını hemen durdurdular. Ses daha sonra atlarından inme
8. Eski zamanlarda üç atlı bir çölden geçiyordu. Kurumuş bir nehir yatağına vardıklarında gaipten bir ses duydular. "Durunuz!" diyordu o ses. Atlarını hemen durdurdular. Ses daha sonra atlarından inmelerini söyledi: “Yerden bir avuç taş alarak ceplerinize koyunuz ve yolunuza devam ediniz. Yarın güneş doğduğunda hem sevineceksiniz/ hem de üzüleceksiniz." diye de sözlerine ekledi. Atlılar, denileni yapıp yollarına devam ettiler. Ertesi sabah güneş yükselirken ellerini ceplerine sokan üç atlı, harika bir olayla karşılaştı. Taşlar; elmas, pırlanta, inci ve diğer kıymetli cevherlere dönüşmüştü. Bu durumdan gerçekten büyük bir sevinç duyuyorlardı. Çünkü sesin emrini yerine getirip taşları ceplerine doldurmuşlar, böylece şimdi sahip oldukları mücevherlere kavuşmuşlardı. Öte yandan da üzülüyorlardı. Çünkü yanlarına daha fazla taş almamışlardı. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? AY Karşıt durum bildiren sözcükler BY Somutlaştırmalara başvurma C) Farklı yapida cümleler D) İşitme duyusu ile ilgili ayrıntı E) Olay anlatımı