Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

8. Göç, yoksulluk, esaret, sınıfsal kavgalar vb. toplumsal olayları konu alan romanlardır. • Konusunu tarihten alan, tarihsel ol

8.
Göç, yoksulluk, esaret, sınıfsal kavgalar vb. toplumsal olayları konu alan romanlardır.
• Konusunu tarihten alan, tarihsel olayları anlatan romanlardır.
Psikolojik tahlillere, ruh çözümlemelerine yer veren romanlardır.
Günlük hayatta az rastlanan, ilgi

8. Göç, yoksulluk, esaret, sınıfsal kavgalar vb. toplumsal olayları konu alan romanlardır. • Konusunu tarihten alan, tarihsel olayları anlatan romanlardır. Psikolojik tahlillere, ruh çözümlemelerine yer veren romanlardır. Günlük hayatta az rastlanan, ilgi çekici olayları okuyucuda heyecan ve merak uyandıracak biçimde anlatan romanlardır. Aşağıdaki parçalardan hangisi bu tanımlardan herhangi biriyle örtüşmemektedir? yeniden benim oldu. A) Samim hatırladı. Meral daha sonra izahını şöyle tamamlamıştı: "Evde otururken hep şöyle deniz gören, Boğazı gö- ren bir yer düşünmüştüm." Samim, kızın İstanbul'un sayfiyelerinden birinde bir ev yaptırmakta hâlâ tereddüt eden babasından şikâyetlerini de hatırladı. Şüphesi uzaklaşıyordu. Onun yerine onun kadar ölçüleri yanlış bir emniyet hissi alabilirdi. Kendisini bu hata kutuplarından uzaklaştırmak için bugün Meral'i gördüğü andan ayrıldığı ana kadar onun, hatırda kalan bütün sözlerini, hareketlerini daha sakin bir dikkatin işığında geçirmek istedi. B) Birdenbire , derin bir mağaranın bağrından çıkıvermiş gibi kalın bir ses, "Hangi rüzgâr kesiliyor?" diye sordu. Amcamin sesini tanıdım. Donakaldım. Başım, göğsüm sırsıklamdı. Amcam yanaştı : "Mahmut sen misin?" dedi. (...) Aburada bu saatte ne yapıyorsun?" dedi. Ona elimdeki kay món verdim. Görmek için batı göğünün alacakaranlığına karşı tuttu onu. “Bu gemi değil, salapurya!" demesiyle de bizim kalyonu yere çarpıp ayağının altında çatır çutur ezmesi bir oldu. Kemiklerim kırıldı sandım. Ama amcam "Yarın sana bir kayık yapayım da gör." deyince dünyalar C) Idris susmuştu. Sessiz, sıkıntılı bir yolculuk başladı. Arif kendi içinde sinirlendi, uğraştı durdu. Kimseye belli et- meden kendini yiyordu. Tarlada pancar bitecek gibi değildi. Bu atlarla çabuk çabuk dönmek olanaksızdı. Babası hastaneden bir türlü çıkıp gelemiyordu. Traktör alamadıkları için köylü kendisiyle alay etmeye başlamıştı. Arif ne D) Dirmit o günden sonra hep sözcüklerden bir yorgana sarındı. Sözcüklerden bir yatağın üstünde uyudu. Sözcüklerden yapılma bir sandalyenin üstünde oturdu. Atiye günleri sayılı binlerce sözcük oldu. Huvat sözcük dolu şişelere baktı. Nuğber sözcük bekledi. Zekiye sözcük ağladı. Seyit bembeyaz takma sözcükten dişleriyle güldü. Mahmut dilini dişlerinin ardına dayayıp sözcük çaldı. Halit sözcükleri duvarlara vurdu. Dirmit ne yana bakacağını, hangi birini gibi geliyor. Hesaba göre böyle tahmin ediyorum. Sanki bir saat içinde düşman, mevzisini mi değiştirdi? Eğer böyle E) Top sesleri, belirsiz aralıklarla devam ediyor. Deminkinden daha mı yakın, daha mi uzak? Bana, gittikçe uzaklaşır olsaydı düşman yeni mevzilerini tespit edinceye kadar uzun bir süre top seslerinin kesilmesi gerekirdi. Fakat kim dedi ki bu, mutlaka düşman toplarının sesidir? Belki de sabahtan beri kulağıma gelen sesler hep bizim cepheden yapacağını, nasıl davranacağını bilemez olmuştu. yazacağını şaşırdı. aksediyor. Ben böyle düşünürken dalıp gitmişim. 12 D