8. Hacı Süleyman yürüye yürüye dev gibi kayalığın dibine vardı. Her yan kəklik örüşü kesilmişti. Gelge- lelim binlerce kekliğin

8. Hacı Süleyman yürüye yürüye dev gibi kayalığın dibine vardı. Her yan kəklik örüşü kesilmişti. Gelge- lelim binlerce kekliğin bir taneciği bile meydanda yoktu, Hacı Süleyman köpeğine kızdı, “Senin burun mu yok ne?” Köpek, kuyruğunu ardına kisti ve beş on adım öteye kaçtı. Hacı Süleyman'ın gözlerini kan bürümüştü. Bu keklik bolluğundan üç dört çift olsun vuramasın ha? Tam o sırada önünde yürüyen köpek, yarı havlayış yarı uluyuştan ibaret bir ses çıkardı. Aynı zamanda da Hacı Süleyman, başının üzerinde, yükseklerde bir kanal hışırtısı duydu. Havada ve denizdeki tirşe maviliðin üstünde birtakım esmer damlacıktak zorunurðu, Güzel güzel oynarlar, sonra bir istikamel tutturur, bu esmer lekedikleri andıran Kuşlar geçip giderlerdi. Konstantin Efendi onların çok uzaktan geçtiklerini görebilirdi. Gözlerini kısardı. Kanat seslerini duyduğu bu esmer lekelerin Adalar istikametinde gittiklerini görür, etrafına bakar, bir tanıdık görecek olursa gözünü kırpar, gökyüzüne bir işaret çakar. Bizim pilavlıklar geldi, derdi. Yukarıdaki metinlerin anlatım özelliklerine bakıldığında aşağıdakilerden hangisi ortak özellik olarak söylenemez? A) İkilemeye yer verilmiştir. B) Farklı duyulara yer verilmiştir. C) Benzetmeye yer verilmiştir. D) Yansıma kelimeye yer verilmiştir.