8. Hikâyelerin kaydedilmesi, yeni bir sanatı insanlığın hizmetine sunmuştur. Nasıl ki yontunun, resmin somut bir malzemesi, gerç
8. Hikâyelerin kaydedilmesi, yeni bir sanatı insanlığın hizmetine sunmuştur. Nasıl ki yontunun, resmin somut bir malzemesi, gerçek dünya içinde elle tutu- lur bir ortamı vardı, yazının kullanıma girmesinden sonra sözün de içine hapsedilebileceği bir ortam bulunmuş oldu. Hikâyelerin anlatılmasından farklı bir şeydir hikâyelerin yazılması. Çünkü yazılı orta- min olanakları, ses ortamının olanaklarından fazla- dır. Yazılı olan hikâyenin en çarpıcı özelliği, insan zihninin çok gelişkin bir işlevi ile tümleşik olması- dır. Okumak dediğimiz bu süreç kabaca, bir yüzey üzerindeki işaretlere bakarak birtakım sözcüklerin, imgelerin, duyguların zihinde canlandırılmasıdır. Metnin bir cümlesini okuduğumuzda zihnimizde ta- mamen bize özgü, başkasının zihninde olmayacak şekilde bir imge canlanmaktadır. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakiler- den hangisidir? A Yazılı metne dayalı olan edebiyat, sanatçıya di- ğer sanat türlerinden geniş olanaklar sunar. BİLİM ANAHTARI YAYINLARI B) Yazıyla birlikte edebiyat, üzerinde daha kesin kuralların ortaya konabileceği bir sanatsal etkin- liğe dönüşmüştür. Yazılı eserler, okurlar tarafından tamamlanan geniş bir evren yaratır. D) Edebiyatı, diğer sanat etkinliklerinden bağımsız olarak ele almak mümkün değildir. E) Edebî eseri var eden temel nitelik, yazarın dil ve içerik olarak ortaya koyduğu özgünlüktür.