9. Bir zamanlar sözcüklerin bizim dışımızda da yaşam- ları vardı ama anlamları yoktu. Eskiden bir ustura, bir su kovası, bir at
9. Bir zamanlar sözcüklerin bizim dışımızda da yaşam- ları vardı ama anlamları yoktu. Eskiden bir ustura, bir su kovası, bir at yan yana gelebiliyordu. Dünya anlaşılmak için değildi. Eskiden sözcüklerle bu den- li yakınlığımız yoktu. Balkon ile tanışmamız yenidir. (Balkon çocukluğumuzdur.) Kırmızı, sesti eskiden. Nergis kendi adını bilmezdi. Aklına estiği gibi yaşar- - dı. Ölüm sözcüğü eskiden de iki heceydi; evlere gi- rer, çıkar, yatak turları atar, ağaçlarla alay ederdi. Bugünkü gibi de işini hep tek başına görürdü. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisi söylenemez? A) Kişileştirmeden yararlanılmıştır. B) İstiareler görülmektedir. C) Somutlamadan yararlanılmıştır. D) Olaylar içinde yaşatmak amaçlanmıştır. E) Sanatsal bir söylem tercih edilmiştir. 11.