A) "Göç" olayı, toplumsal bir olgu olarak canlı tablo- larla sunulurken dil de en hareketli yerinden yaka- lanmış. B) "Buzul Çağ

A) "Göç" olayı, toplumsal bir olgu olarak canlı tablo- larla sunulurken dil de en hareketli yerinden yaka- lanmış. B) "Buzul Çağının Virüsü", içinde birden çok roman çekirdeğini saklıyor gibi zengin olsa da bu zengin- liğin yeterince işlenmediği görülüyor. C) Roman, üslubuyla zaman zaman anlattığı çevrenin insanlarıyla özdeşleşiyor; onların deyimlerini kul- lanıyor. D) "Boya Kutuları" adlı öykü bir yandan kurnazlığı, hovardalığı; bir yandan da sevgiyi, dürüstlüğü yansıtıyor. 25. (1) Bahar, Çukurova'ya çiçeklerle, tomurcuklarla, kır laleleri ve gelinciklerle geldiği kadar, anılarla da gelir. (2) Öyle ki bal arıları, dallarında bir yumak misali oğul verir; salkım saçak dolaşır kovanların yöresinde. (3) Yabanarıları, eşek anıları, karacaarılar, dünyayı Vızıl- tılarla doldurarak, derinden uğuldayarak peteklerde birikir. (4) Kimi de gökyüzünde savrulur, oradan oraya kendini atarak, kâh bir çiçeğe, kâh bir ağaca kona- rak... Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde benzetmeye yer verilmiştir? B) 2. C) 3. A) 1. D) 4. 26. Aşağıdakilerin hangisinde betimleme yapılmıştır? A) Karşımıza oturmuş, başına gelen olayı ay- rıntılarıyla anlatıyordu. B) Adamın alnından, telaştan olacak, terler akıyordu. C) Bize anlatacakları bittikten sonra, eşyalarını topla- yıp dışarıya çıktı. D) Orada bulunan herkes, onun ardından, işlerinin olduğunu ileri sürerek odayı terk etti. 27. Aşağıdaki dizelerin hangisinde görme ve dokunma duyularına seslenen ayrıntılar bir arada verilmiştir? A) Soğuk bir günün ortasında Gözlerimi yumuyorum sıkıca B) Sınır tanımayan bir acayip rüzgâr Silkeliyor ağaçların sararmış yapraklarını C) Çocuk sesleri geliyor kulağıma ötelerden Düşmemek için tutunuyorum D) Animsiyorum o evlerdeki neşeyi Sıcacık çorbanın damaklardaki tadını 28. (1) Melisa Gürpınar, uzun çalışmalarından sonra bitir- diği bu eseri, Istanbul'da yaşamış ve yaşayacak olan herkese ithaf ediyor. (2) Bu, gerçek anlamda "İstanbul Kitabı" diyebileceğimiz yapıt, tam yirmi yedi bölüm den oluşuyor. (3) Bu bölümlerde, İstanbul'un hızlı de- ğişimini; henüz belleklerden silinmemiş görüntüleri içinde, tüm canlılığı ve gerçekliğiyle işliyor. (4) Bu ya- piti okuduğunuzda beş yüz yıllık bir geçmişin anıları, bir film şeridi gibi gözlerinizin önünden geçiyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi ya- zarın üslubuyla ilgilidir? A) 1. B) 2. C) 3. D) 4. 29. Bulut, bütün göğü örtmüş, doludizgin Akdeniz' in üze- rine geliyordu. Birden, yeri göğü sarsarcasına bir şim- şek çaktı. İlk damlalar ovanın üzerine düştü. Sonra si- cacık bir yel, ardından buz gibi bir ayaz... Ve yağmur, bardaktan boşanırcasına... Pamuk ırgatı için bundan daha kötüsü olamazdı. Hiç kimsenin ağzını bıçak aç- mıyordu. Yağmura aldırmadan pamukları toplamaya başladılar. Bu parçanın anlatımı için, aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Eksiltili cümlelere yer verilmiştir. B) Duyularla algılanan ayrıntılardan yararlanılmıştır. C) Bazı sözcükler, gerçek anlamlarının dışında kulla- nılmıştır. D) Açıklayıcı anlatım biçimi hakimdir. 30. (1) Folklor, tek bir unsurdan değil, birbirini oluşturan, geliştiren ve etkileyen unsurların bileşiminden oluşur. (2) Bu bakımdan folklor için, halk yaşamının ve halk kültürünün somutlaşmış ifadesidir, diyebiliriz. (3) Folklor, yalnızca, ait olduğu toplumun özellikleriyle de sınırlı değildir. (4) Tüm insanları ilgilendiren unsurları bünyesinde barındırması, ona evrensel bir nitelik de kazandırır. Bu parçada, numaralanmış cümlelerin hangisinde bir tanımlama yapılmıştır? A) 1. B) 2. C) 3. D) 4.