A TYT/Türkçe 1901-1981 yılları arasında yaşayan Fransız psika- malist Jacques Lacan, Sigmund Freud'un psikanaliz uramina felsefi
A TYT/Türkçe 1901-1981 yılları arasında yaşayan Fransız psika- malist Jacques Lacan, Sigmund Freud'un psikanaliz uramina felsefi bir bakış açısı kazandimmasi ve ya salcı dil bilimine olan yakınlığı ile ön plana çıkan kuramcıdır. Psikanaliz ile dil bilimi çalışmalan asında ilişki kuran Lacan'ın psikanalitik kuramının ilkelerinden biri olarak kabul edilen ve bilinç na ilişkin olan yaklaşımını "Bilinc disi, bir dil gibi -lanmıştır." cümlesi ile ifade etmiştir. Kendi psi hareketi olarak aliz çalışmalanni Freud'a dönüş hareke landıran ve psikanalitik kuram içerisinde felsefi -lere yakınlığı ve özneye bakış açısının farklılığı p çıkan Lacan, kuramında, kendilik psikolojisi- nilik ve kendiliği; bilinç dışı, alt benlik ve özne me yapılanmış bir tasarım olarak gördüğünü der. Ve bu bakış açısı nedeni ile de kendilik isinin, belli bir insan modelini tasarladığını ve m insan modeline ulaşmaya çalıştığını dü- edir. Kuramini bu anlatılan duruma karşı bir ak oluşturmuştur. dan; n psikanalist olarak diğerlerinden farklılık- e Freud arasındaki bağlantıya "kendilik psikolojisini" savunduğuna en hangisine ulaşılamaz? B) Yalnız II alnız III C) I ve II E) II ve III VTYT91 cevaplayınız. 22 ve 23. soruları aşağıdaki parçaya göre Sol yanım sanki uçurum... Gözlerimde, bulutları kıs- kandıracak kadar gözyaşım var. Saatlerce ağlamak ve içimin uçurumunu doldurmak istiyorum. Kimse- nin olmadığı bir boşlukta günlerdir yüzüyor gibiyim ama yüreğimden başka bir yerim islanmıyor. Bu si- ralar sadece yüreğim kanıyor. Ayrılık sonrası insanın içi neden bu kadar çok acır? Anılarla dolu eve neden bir daha girmek istemez? Neden bir zamanlar mutlu Cevaplayamadığım her soru yüreğimi ince ince diş- eden anılar, acıtan, yakan bir sancıya dönüşüverir? liyor. Seninle yıllar önce yüreğimizin keşfetmediği bir coğrafyada tanışmıştık. Sokak lambasının körelttiği solgun san ışıktan dolayı gözlerimiz birbirine değmi- yordu ama yine de bakışıyorduk. Suskunluklarımızı kelimelere emanet etmeye korkuyorduk. Gözleri- mizle sevişerek konuşuyorduk. Yalnızlığı acıtıcı bir ok olmaktan çıkartıp birbirimize çoğul türküler söy- lüyorduk. 22. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangi- sinden yararlanılmamıştır? A Tanık göstermeden B) Kişileştirmeden Benzetmeden DY Alışılmamış bağdaştırmalardan E) Karşılaştırmadan 23. Bu parçadaki cümleler için yapılan aşağıdaki be- lirlemelerden hangisi doğru değildir? A) "Gözlerimde, bulutları kıskandıracak kadar göz- yaşım var." cümlesinde abartma yapılmıştır. B) Ayrılık sonrası insanın içi neden bu kadar çok acır?" cümlesinde cevabı bilinmeyen bir soru vardır. "Sokak lambasını körelttiği solgun sarı ışık" sö- zünde duyu aktarımı yapılmıştır. D) "Yalnızlığı acıtıcı bir ok" söyleyişinde benzetme- den yararlanılmıştır. E "Suskunluklanmızı kelimelere emanet etmeye korkuyorduk" cümlesinde kişileştirme yapılmıştır. TYT/Türko 24. Bir toplumun edebiyatını, manevi tarihsel birikiminde mirasından ayrı tutmak, hel etkilenmeler, tercihler ve k lendirmeye çalışmak, doğr aydın yanılsamasından ve zınsal enkaz olarak kalır. edebiyat ve düşünce ba güdük, köksüz, soluksuz lum olarak hep birlikte öc Bu parçada yer alan "y latılmak istenen aşağı A) Ölü doğmuş sözcük B Güzellik ve sağlaml C) Didaktik, kuru yapa D) Içeriği önceleyen E) Popülist bir tavırla 25. Ahmet Hamdi Tan bir yorum dairesine siyle ve özellikle sinde tarif edilir. A diği gibi, bu "gür yararlanma" maks şairden feyiz almu görüldüğü yazılar Şır görünür; ruh in dönemlerinde da Ahmet Haşim'ley Haşim'in şiirine görünür. Ama k çelişkili, bazen deler kullanır. T Hamit'in yapıtıy Bu parçaya g nemez? A) Ahmet Ha V herkesin b maktadır B) Ahmet H ilişkisi sa C) Tanpina çelişkile D) Tanpina Siz ifad Ahmet met H