Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

am "Adam cebinden sicim parçasını e sicim parçasını cüzdan sandigina ben ve selametim üzerine yemin ederim dişmediğini anlamak i

am "Adam cebinden sicim parçasını
e sicim parçasını cüzdan sandigina ben
ve selametim üzerine yemin ederim
dişmediğini anlamak için çamurlar
y Malandain'le yüzleştirildi ve adam
uchecome kendi isteği üzerine are
mat isteyeceğini söyleyerek salvem
sanıldı v

am "Adam cebinden sicim parçasını e sicim parçasını cüzdan sandigina ben ve selametim üzerine yemin ederim dişmediğini anlamak için çamurlar y Malandain'le yüzleştirildi ve adam uchecome kendi isteği üzerine are mat isteyeceğini söyleyerek salvem sanıldı ve merakhlar kendisine anmadı. Yüzüne karşı alay ettile cüzdanı almadığını göstermel ne yapacağını bilemeyerek te era sicimi aldığı yeri gösterd Ama kendisine inanan yol Türk Dili ve Edebiyatı 9 Simlari tespit et Entesi haftanın salı günü konuyu konuşma ihtiyacıyla Gederville pazarına gitti. Kapsında duran Manadain onun geçtiğini görünce gülmeye başladı. Nedendi bu? Crequetotu (Rarekoto) bir çiftçiye olayı anlatırken çiftçi sözünü tamamlamasına izin vermeden midesine bir yumruk indirerek, "Seni haydut seni!" dedi. Sonra sıranı çevirip yürüdü. Maitre Hauchecome şeşmişti. Neden haydut demişti adam? Monvilliers 'ten bir at tüccan, "Haydi haydi, üçkağıtçı, bu eski numaradır, ben senin sicim parçasını iyi bili- "Ama cüzdan bulundu!" diye kekeledi Hauchecome. "Kes sesini babalik, bulan var, teslim eden var. Sen yine de karışmışsındır bu işe." Hauchecome boğulacak gibi oldu. Şimdi anlamıştı. Kendisini cüzdanı almak, sonra da bir suç ortağı ile teslim ettirmekle suçluyorlardı. itiraz etmeye çalıştı. Masa başındakiler kahkahayı bastılar. Hauchecome yemeğini bitiremeden alaylar arasında sofrayı terk etti. Eve öfkeden çıldıracak bir durumda döndü. Kurnazlığı bilindiği için masumluğunu kanıtlayamıyordu. Ve bu kuşkunun haksızlığı onu kalbinden yaralamıştı. Sonra serüvenlerini yeniden anlatmaya başladı, hikâyeyi her gün biraz daha uzatıyor, her seferinde yeni nedenler ekliyor, yeni itirazlar ileri sürüyor, yalnızlık saatlerinde bulup hazırladığı yeni yeminler ediyordu. Savun- ması giderek karmaşıklaşıp itirazlan kurnazlaştıkça, kendisine o kadar az inanılıyordu. "Bütün bunlar uydurma mazeretler." deniliyordu arkasından. Hauchecome bunu hissediyor, kalbi parçalanıyor, gereksiz çabalarla tükeniyordu. Herkesin gözleri önünde erimeye başlamıştı. Artık millet eğlenmek için ona sicim parçasının hikâyesini anlattırıyordu. Derinden etkilenen zihni de zayıfla- maya başlamıştı. Aralık ayı sonlarına doğru yatağa düştü. Ocağın ilk günlerinde de öldü. Son nefesini verirken bile masum olduğunu iddia ediyordu. "Bir parça sicim, bakın işte burada sayın başkan, bir parça sicim sadece." Guy De Maupassant (Giy dö Möposan), Öyküler