Aşağıdaki metinlerin türlerini verilen boşluğa yazınız. Hanlarda, hallerde ve taşra kasabalarında kısmen mahalle esnafı kültürü
Aşağıdaki metinlerin türlerini verilen boşluğa yazınız. Hanlarda, hallerde ve taşra kasabalarında kısmen mahalle esnafı kültürü devam ediyor. Eskiden kasap, manav, bakkal, fırın yan yana olurdu. Hemen yanlarında terzi ve ayakkabıcı olurdu. Mahalleli ihtiyacı olan her şeye kolayca ulaşabilirdi. Balıkçı yan tarafta izgara yapardı. Artık durum böyle değil. Meslekler birbirine karıştı. Eczaneler ilaçtan çok kozmetik satıyor. Ama enteresan bir şekilde eski esnaf kültürüne karşı da bir nostalji başladı. Geçmişe özlem var. Ankara, Atatürk'ün yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti olarak seçmesinin yanı sıra yaklaşık 10 bin yıllık geçmişi ile de dikkat çeker. Ulu Önder, Anadolu'nun ortasında küçük bir bozkır kasabası olan ancak aslında tarihin çöplüğüne atılmış bir altına tekrar değer kazandırmıştır. Tarihi, Eski Taş Çağı'na ulaşan Ankara, tarih öncesinden günümüze dek pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Hititler, Frigyalılar, Lidyalılar, Persler, Galatlar, Bizanslılar, Selçuklular, Osmanlılar Ankara'da hep var olmuşlardır. Argan, Afrika'nın kuzey bölgelerinde yetişen bir ağaçtır. Bu ağaç, bölgede yaşayan insanların en önemli gelir kaynaklarından biridir. Arganın kayısı büyüklüğünde, sarı renkli, sert kabuklu meyveleri vardır. Her meyvenin içinde de bademe benzeyen bir tohum bulunur. Bu tohumdan argan yağı elde edilir. Fiyatı çok yüksek olan argan yağı, bölgeye özgü yemeklerde ve salatalarda kullanılır. Ayrıca bu yağdan cilt bakımı ürünlerinin üretiminde de yararlanılır. Bu yağı elde etmek için arganın meyvelerini toplamak ve içindeki tohumları çıkarmak gerekir. Ancak ağacın dikenleri nedeniyle bu meyveleri toplamak pek de kolay olmaz. ve. Hanımlar, Efendiler, Başımızın üstünde parlayan bu ikindi güneşi, şimdi kurtulan Aydın'ı, Izmir'i ve Bursa'yı aydınlatıyor. Aydın'a, Izmir'e, Bursa'ya evleri, donatan, sokakları kızartan bayraklarimizla şafaklar indi. Kurtarıcı askerlerimizin geçtiği yollardan sevgili Bursa'mıza selamlar gönderiyoruz. Mütareke günlerinden sonra idi. Izmir'e, Yunan askeri çıktığı vakit, başımıza gelen tehlikeyi o anlatmıştı. Istanbul anlamıştı ki büsbütün karanlığa giriyoruz. Belki bu tarih kapanacaktır, bitecektir. Evlerden, mahallelerden seller gibi çıktılar. Seller birleşerek dereler oldu; dereler birleşerek nehirler oldu. Matemlere bürünmüş simsiyah bayraklar altında toplananlar bir mahşerdi, bir kıyametti.. O yerlerde bir daha toplanacağız. Istanbul'umuzun, Edirne'mizin kurtuluşuna hamd etmek için toplanacağız. 4360 Karanlıklar var, aydınlatacağız. Yurdumuz virandır, şenleteceğiz. Yüz binlerce öksüz yavrumuz var; okutacağız, büyüteceğiz. (1922)