Atasözlerine benzer bir şekilde, deyimlerin bir kısmı da (Geçti Bor'un pazarı sür eşeği Niğ- de'ye, dam üstünde saksağan vur bel
Atasözlerine benzer bir şekilde, deyimlerin bir kısmı da (Geçti Bor'un pazarı sür eşeği Niğ- de'ye, dam üstünde saksağan vur beline kazmayı vb.) hiç değişmeyen bir yapıya sahip- ken büyük bir kısmı ad çekim, kip ve kişi ekleri gibi çeşitli çekim eklerini alabilmekte; konuşan ve dinleyene göre yeni biçimlere girebilmektedir. Örneğin üçüncü tekil kişi için söylenen "açtı ağzını yumdu gözünü" deyimi, birinci tekil kişi için “açtım ağzımı yumdum gözümü" yapısına dönüşerek kişi eklerini değiştirebilmektedir. Bir başka örnek daha vermek gerekirse "abayı yakmak" deyimi "abayı yakmış, abayı yakmışsın, abayı yaktı" gibi farklı biçimlerde karşımıza çıkabilir. Ayrıca deyimlerde, bü- tünü oluşturan sözcüklerin arasına başka sözcükler getirilebilmektedir. Söz gelimi “abayı yakmak” deyimi "abayı fena yakmış" biçiminde kullanılabilir. Bu du- rumda deyimi oluşturan iki sözcük arasına yeni bir sözcük girmiş olmaktadır. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tahtada yazılı duruma uygun bir kullanım yoktur? A) Vaktiyle bir kulağından girip öbür kulağından çıkan nasihatleri tutsaydı şimdi böyle mi olurdu? B) Biraz direnseniz de sonunda ağzınızdaki baklayı çıkarmaktan başka çareniz kalmadı. C) Hayırdır, nedir bu hâlin, Karadeniz'de gemilerin mi battı da bu kadar düşüncelisin? D) Hemşire abla, eliniz öyle hafif ki gerçekten hiç ama hiç ağrı hissetmedim.