B 40. Zannederiz ki şiir, öteden beri bazı kayıtlarla beraber "vezinli, kafiyeli söz" diye tarif olunur. Bu tarifin sebebi tabia
B 40. Zannederiz ki şiir, öteden beri bazı kayıtlarla beraber "vezinli, kafiyeli söz" diye tarif olunur. Bu tarifin sebebi tabiatın manzum (misralar hâlinde) sözü, mensur (düzyazı şeklinde) söze ve kafiyeli nazmı kafiyesiz nazma tercih etmek yöneliminde bulunmasından ileri gelmiştir. Yoksa şiirin mutlaka kafiyeli ve vezinli olması için gerçek bir sebep yoktur. Manzum söze örfte şiir diyoruz. Çünkü bu isme en çok layık görülecek çekici sözlere edebiyat demekle beraber, bunların en çok güzel sözler nazım arasında bulunabilir. Biz genel olarak güzel olanlarına şiir diyoruz. Manzum veya mensur olmasını kastetmiyoruz. Bununla beraber şiir denilebilecek bir daha çok zevk duyduğumuzu itiraf eyliyoruz. Şiir denildiği sözün mensur olmasına nispetle manzum olmasından zaman, vezinli ve kafiyeli söz hatıra geliyor. Hâlbuki, öyle vezinli kafiyeli sözler var ki şiir olmak şöyle dursun bayağı edebiyattan bile sayılamaz. Aksine, öyle mensur sözler de var ki nice manzumeden üstün bulunuyor. Bu parçadan hareketle "şiir" ile ilgili aşağıdaki çıkarımlardan hangisi yapılamaz? A) Şiir, insanlar arasında genellikle vezin ve kafiye ile söylenen söz olarak algılanmaktadır. B) Mutlaka kafiye ya da vezinli olmak zorunda değildir. C) Insanlar, en güzel dile getirilen ifadelerin şiir olduğunu düşünmektedir. D) Bazı vezin ve kafiyeli sözler şiir olmaktan oldukça uzaktır. E) Şiirin vezinli yahut ve vezinsiz olacağını belirleyen yine şairin kendisidir.