B B 38. Aşağıdakilerden hangisi "Hangi konuda yazarsam yazayım, gördüklerimi kendi ruh süzgecimden geçir- meden okuyucuya sunmam

B B 38. Aşağıdakilerden hangisi "Hangi konuda yazarsam yazayım, gördüklerimi kendi ruh süzgecimden geçir- meden okuyucuya sunmam." diyen bir sanatçıya ait olabilir? A) Kasabanın yağmurlu, soğuk akşamlarından biriydi. Henüz sonbahar ayları yaşanıyordu. Fırat, sofraya oturmadı ve kafasını dinlemek üzere odasına gidi- yordu ki birden kapıya yöneldi, içeridekilere "Ben biraz hava almaya çıkıyorum." diye seslenerek dışarı çıktı. Evlerinin bulunduğu dar sokaktan usulca geçerek sahile doğru yürümeye başladı. Ara sıra sokağın kuytu bir köşesinde duruyor, aç köpeklerin kavgalarını izliyordu. Uzun uzun yürüdü o akşam. Sahil boyunca, kafasını ekseriyetle önünden kaldır- madan yürüdü Fırat. B B) Ertesi gün güneş batarken Maine Bulvarı'ndan ge- çenler, önlerinden geçen eski model, üstü ölü baş- larıyla süslü cenaze arabasını, şapkalarını çıkararak selamlıyorlardı. Bu arabada, üstü beyaz bir örtü ve kocaman bir haç bulunan bir tabut vardı. Haç, kollarını iki yanına açmış bir ölüye benziyordu, İçinde bir papaz bulunan araba ve bir çocuk arkadan geliyorlardı. C) Özellikle Paşabağı civarındaki peri bacaları, türünün en belirgin örnekleri. Çünkü bu bölgedeki peri baca- ları; konik, şapkalı, mantar biçimli, sütunlu ve sivri kaya formunda. Paşabağı peribacalarının tüf, tüffit ve volkan kayaçlardan oluşan kaya bloğu da bulunuyor. Peri bacalarının kısa veya uzun ömürlü olması, bu şapkadaki kayanın direncine bağlı olarak değişiyor. D) Ergün, Yaşar'ın adamlarıyla karşılaşmamak için Siirt'in sokaklarında durmadan yer değiştiriyordu. Güneş ufukta iyice alçalmıştı. Şehir Mezarlığı'na ulaşan Ergün, babasının orada olduğunu gördü. Hemen yanına yaklaşmak istedi fakat Merdan Ağa oturduğu yerden kalkarak hızlıca oradan uzaklaştı. Oğlu Ergün peşinden koştu ve ona seslendi. Fakat Merdan Ağa hiç karşılık vermeden ortadan kayboldu. E) Telaffuz ettiği kelimelerden ziyade, aralara serpiş- tirdiğimiz suskunluklar, duraklamalardı bizim esas duygularımızı ele veren. İşin aslı bize verilen romanı okumak istediğimizden bile emin değildik. Hâlbuki ilk başta gayet hevesli bir şekilde almıştık bu göre- vi. Hiç tanınmamış bir yazarın, henüz basılmamış romanının ilk okuru olmak heyecan verici bir oyun gibi gelmişti bize. Romanın ve pazarın kaderinde ufak da olsa bir rol oynayacaktık. Ama şimdi farklı hissediyorduk. Pek emin değildik böyle bir metne vakit ayırmak istediğimizden. UĞUR 39- Be m da ka ba uc uc ile 39. B SC A) (B) 40. BL A) B) C DY E) nta