B BB iniz. n ve dirmek a de 3 dığı, sıyla ndan üze k Eli enmek Sz biri dile sahip nin 24. Aşağıdaki parçaların hangisinde "Gerçe
B BB iniz. n ve dirmek a de 3 dığı, sıyla ndan üze k Eli enmek Sz biri dile sahip nin 24. Aşağıdaki parçaların hangisinde "Gerçekçi bir sinemanın peşinde olmadığınızı biliyoruz ancak filmlerinizi bir tür hakikat arayışı ya da hakikate dair bir sorgulama olarak görebilir miyiz?" sorusuna cevap verilmektedir? sözcükler den SEDEF SERİSİ OP02-SS.31TYT04 / TÜRKÇE A Filmlerimde oluşturduğum figürlerin tarafını tutuyorum, onları kolluyor, onlara destek oluyorum. Hayatta gördüğüm ve görmek istediğim şekilde çizmeye çalışıyorum. Onları kahramanlaştırmak için insanüstü pozitif güçlerle donatmak yerine, kırılganlıkları ve zaaflarıyla yani insan olmanın bütün hâlleriyle güçlendirmeye uğraşıyorum. Bütün figürlerimi değişime açık, hayatın sürprizlerinden in korkmayan, her anlamda cömert yapmaya çalışıyorum. B) Sinema denince çok geniş bir alandan bahsediyoruz. Baştan şunu belirteyim: Benim burada sinema diye adlandıracağım şey tamamen bir sanat formatı olarak anlaşılmalı. "Sanat sineması" falan gibi uyduruk bir tanımlama değil bu; basitçe bir düşünme, bir anlam oluşturma yani bir hayal kurma biçimi olarak sinema diyelim buna. Bugünkü anlamıyla "gerçekçi sinemanın" peşinde değil, tam tersine karşısındayım. Yaptığım filmlere bakınca çocuk figüründen çok "büyüme çağı" ilgimi çekmiş daha çok. Bu çağ, insanın oluştuğu ve bütün yüklerin sırtına verildiği çağ. Dolayısıyla ilk isyan etme imkânının doğduğu çağ. Ayrıca büyük değişim çağı, öğrenme, fark etme, filizlenme çağı. Tabii her şeyle her şey arasında ilişki kurmak mümkün. Çektiğimiz acıları korkuyla kimimiz ude içinde bulunduğumuz dünyanın karanlıklığına, kimimiz ülkedeki umutsuz karmaşaya, kimimiz kaderine, kimimiz inançsızlığa, kimimiz yıldızlara bağlıyor. 7 D) Politik sinema adı altındaki filmler genellikle sadece hikâyesi itibarıyla politik olarak etiketlenir. Hikâye bazlı politik film, mesaj kaygısı ve sansasyon motorlarıyla yine ancak seyirlik ürün olmaktan öteye geçemez. Katliam, soykırım gibi insanlığın yaşadığı büyük acılardan seyirlikler çıkararak yaşananların hikâye edilmesi yaşanan acıyı paylaşmak değil sulandırmak, hafifletip yenilir yutulur hâle getirmekten başka ne işe yarar? E) Sinema sanatı zaten ismarlananla, beklenenle alışverişe girdiğinde sanat olmaktan çıkıp "ürün" hâline gelir. Sanat hizmet vermediği ölçüde, beklenene, ismarlanana cevap vermediği ölçüde insanidir. Ben bu anlamda "beklenmeyen" bir özgürlük veren, hangi plandan sonra hangi planın geleceği önceden kestirilemeyen filmlerden yanayım. Seyirciyi ensesinden sürükleyerek dar mesaj odalarına kıstıran filmler yerine içinde özgürce dolaşılan çok odalı, çok katlı ve sansasyon yerine heyecan, cevap yerine bir sürü soruyla tanışacağı filmlerden yanayım. Diğer sayfaya geçiniz.