be ve JUZ- OT 19. Duygusal zekâ açısından umutlu olmak; kişinin zorlu engeller veya yenilgiler karşısında bunaltıcı kaygı- ya, t
be ve JUZ- OT 19. Duygusal zekâ açısından umutlu olmak; kişinin zorlu engeller veya yenilgiler karşısında bunaltıcı kaygı- ya, teslimiyetçi bir tutuma ya da depresyona yenik düşmemesi anlamına gelir. Gerçekten de, umut bes- leyebilen kişiler hedeflerine doğru ilerlerken diğerle- rine oranla daha az depresif, genelde daha az kay- gılı ve duygusal açıdan daha az sıkıntılı görünürler. insanların taşıdıkları umudun derecesi kişiden kişiye farklılık gösterir. Snyder'a göre umutlu olan kişilerin kendilerini motive edebilme, köşeye sıkıştıklarında kendilerini "daha iyi günlerin geleceği" tesellisiyle ya- tıştırabilme, hedeflerine ulaşmak için değişik yollar bulabilme, imkânsızlığı gördüklerinde hedef değişti- rebilme ve zor bir işi baş edilebilir küçük parçalara bölebilme özellikleri bulunur. Umudunu yitirmiş ki- şiler ise hedefe ulaşmak için gerekli olan enerji ve yetenekten yoksundur. B Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi- ne ulaşılamaz? A) Hayata tutunmuş kişiler, içlerinde umutlarını can- li tutmayı bilenlerdir. B Sorunlardan kaçmanın kolay yolu enerjiyi umudu korumaya harcamaktır. ver Bireyin amaca ulaşması ve umut etmesi arasın- da doğrusal bir ilişki vardır. V Umut, bireyler arasında farklı düzey ve bağlam- larda kendini gösterir. Umut, teskin edici ve ruhsal dengeyi koruyucu güçlü bir etkiye sahiptir.