Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

Beceri Temelli Yeni Nesil Sorular Hikâye 4. ve 5. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Irmaktan su taşıyan çocuklar dağ

Beceri Temelli
Yeni Nesil Sorular Hikâye
4. ve 5. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Irmaktan su taşıyan çocuklar dağ yolunda bir ihtiyar adamın yat-
tığını haber verdiler. Bir boz eşek de, başıboş, oralarda dolaşı-
yordu. Hüsmen Hoca:
-Varip ba

Beceri Temelli Yeni Nesil Sorular Hikâye 4. ve 5. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Irmaktan su taşıyan çocuklar dağ yolunda bir ihtiyar adamın yat- tığını haber verdiler. Bir boz eşek de, başıboş, oralarda dolaşı- yordu. Hüsmen Hoca: -Varip bakalım, dedi. Ötede, arkasını kuru bir ahlata dayamış, ihtiyar, mecalsiz bir adam, sık sık soluyor, gelenlere fersiz gözleriyle bakıyor, elle- riyle göğsünü göstererek işaretler ediyordu. "Nen var? Ne oldun dayı?" suallerine sesten ziyade nefese, soluğa benzeyen üfürük- lü bir hırıltıyla anlaşılmayan cevaplar veriyordu. Hüsmen Hoca'nın: "Odaya götürün, yatsın!" teklifi üzerine yardım edip eşeğe bindirdiler, iki tarafından tutarak, düşmesine meydan vermiyorlar, taşlar, topraklar kaydırarak, bin zorlukla iniyorlardı. Hasta bir aralık elleriyle: "Gelin, yaklaşın!" diye işaret etti. Hüs- men önde, diğer ihtiyarlar arkada etrafını aldılar. Gençler, merak içinde, fakat yaklaşmaya cesaret edemeyerek kapıda duruyor- lardı; galiba yolcu zorlukla bir iş anlatıyordu. Belki de vasiyet edi- yordu. Hüsmen'in ikide birde: - Merak etme, gönlünü ferah tut, biz bakarız! dediğini duyuyorlardı. Birden, ihtiyarlar yere, mindere eğildiler. Sonra sessiz kalktılar. Hüsmen: - Hakka kavuştu! diye mırıldandı. Yolcu, son arzusunu anlatmaya vakit bulmuştu. Kemerinde dizili sekiz altını ile boz merkebi Hicaz'a vakfediyordu. Mezarlıktan dönen köylüler, ellerinde kalan bu liralarla merkebi ne yapacaklarını, bu emri nasıl yerine getireceklerini kestiremi- yorlar, asmanın altında birleşip söyleşiyorlardı. Nihayet, bir defa kazaya varıp hâkimden danışmaya karar verdiler. Hafta içinde Hüsmen merkebi yanma alıp yola çıkacaktı. Hayvan, bir ehemmiyet kesbetmişti: önüne bol yem dökülüyor, mısır sapları yığılıyordu. Köylüler sık sık hatırlıyorlar: "Boz eşek suya götürüldü mü? Arpası döküldü mü?" diye birbirlerinden so- ruyorlardı. Bir sabah Hüsmen Hoca'yı alaca karanlıkta hep birden değirme- nin önüne kadar götürdüler, selametlediler. Boz eşek, Hoca'nın merkebine bağlı, kuyruğunu oynatarak ferah, yüksüz, arkada gi- diyor; yeni doğan sırma telli bir güneş, palanının soluk keçesini kadife gibi parlatıyordu. ken yeni doğan güneş bu küçük kafilenin kaldırdığı tozları par Nihayet son sefer hazırlandı. Değirmenin önünde selâmetlenir. latıyor, yaldızlı bir bulut içinde yokuşu tırmanan köylüler geride kalanlara sanki yükseliyor, göklere kalkıyor gibi görünüyordu. Boz eşek bir daha dönmedi. Köy halkı, yazılan hüccetlere, be sılan mühürlere bakarak merkebin ikramlar göre göre, yavaş yavaş, yüksüz ve eziyetsiz tâ Hicaz'a kadar gideceğine, orada Zemzem taşıyacağına inanmışlardı. Lâkin vakanın yılında, kasabaya pirincini satmaya giden Hüs men Hoca aptallaşmış gibi dönmüştü. Pazar yerinin tam kalaba- lik zamanında uzaktan bir "Savulun değmesin!" nidası duymuş, halk ikiye ayrılmış ve Kabak Kadı, altında boz merkep, arkasın da mahut turuncu maşlah, iri gövdesini sarsan bir süratle etrafa selâmlar dağıtarak geçip gitmişti. 4. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söyle- nemez? O A) Öyküleme yapılmıştır. BAnlatıcı gözlemci bakış açısına sahiptir. Diyalog tekniğinden yararlanılmıştır. Serim, düğüm, çözüm bölümleri vardır. E) Betimleme vardır. MAU FR diem Test 42 Ganun Banan BARCH BE SIDENIEN BORNH ESEGUE