Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

Betimleme, kelimelerle resim çizmek demektir. Bu görsellik, zihinde canlandırılırken betimleyici hayal gücünden yararlanabilir,

Betimleme, kelimelerle resim çizmek demektir. Bu görsellik, zihinde canlandırılırken betimleyici hayal gücünden
yararlanabilir, işin içine duygularını katabilir. Bu tür betimlemelere öznel (sanatsal) betimleme denir. Betimleyici,
gördüklerini bir fotoğraf

Betimleme, kelimelerle resim çizmek demektir. Bu görsellik, zihinde canlandırılırken betimleyici hayal gücünden yararlanabilir, işin içine duygularını katabilir. Bu tür betimlemelere öznel (sanatsal) betimleme denir. Betimleyici, gördüklerini bir fotoğraf gerçekliği içinde yansıtmayı tercih ederse nesnel (açıklayıcı) betimleme yapmış demektir. Bu metne göre aşağıdakilerin hangisinde öznel (sanatsal) betimleme yapılmıştır? A) Kapıdan girince sağ tarafta bir yük, onun biraz ötesinde yüksek bir konsol vardı. Konsolun üzerinde bir cam fanusun altına konulmuş eski usül bir saat, kırmızı gaz bezleriyle örtülü, abajurlu iki petrol lambası, sarı yaldız çerçeveli bü- yükçe bir ayna ve aynanın üst tarafında duvarda, kılıflarıyla asılmış bir çift çakmaklı tabanca duruyordu. B) Giyim ürünleri örneklerinin serili bulunduğu masanın üzerinde, kısa zaman önce resimli bir dergiden kesip altın çer- çeveye yerleştirdiği resim asılıydı. Resim, kürklü bir şapka ve kürk boyunluk takınmış, dik oturan ve elini bileklerine kadar kapatan eldivenini izleyene doğru kaldıran bir hanımı betimliyordu. C) Çamurlu sokaklarda hiç kimseler yoktu, yalnız çıplak ayaklı küçük bir kız çocuğu, elinde bir değnek ile sürekli bağıran ve çamurlu kanatlarını tez tez çarparak koşan birkaç kazı kovalıyor, onları bir bahçe çitinin alt tarafındaki ufak delik- ten içeri sokmak istiyordu. ya da D) Güneşin batmasına bir saat kala, yaya yolculuk eden bir adam kente giriyordu. O sırada evlerinin önünde y pen- cerelerinden bakan tek tük kent halkı, yeni gelen adamı şüpheli gözlerle izlediler. Oralarda bu adamdan daha sefil görünüşlü birini görmek hemen hemen imkânsızdı. Gelen orta boylu, tıknaz ve güçlü bir adamdı. Kırk altı, kırk sekiz yaşlarında görünüyordu. ENOMEN 71