Bindiği otobüsün penceresinden geçmişe bakıp geride bıraktıklarıyla elinde kalanların dökümünü yapmaya yüreğini yokladığında; Te

Bindiği otobüsün penceresinden geçmişe bakıp geride bıraktıklarıyla elinde kalanların dökümünü yapmaya yüreğini yokladığında; Teksas'ın issiz çöllerine benzeyen içi boş çocukluk görüntülerine, boğucu bir yalnızlıktan başka hiçbir şey olmayan anılarına daldığında on sekizini yeni bitirmişti. Öncekilerden farklı olarak bu kez üzerinde, ispat edilmiş bir rüşdün haklı güvenini taşıyordu ve bu seferkinin öncekilere hiç benzemediğini bir tek kendi biliyordu. Yol sevinci ile geçmişi boşaltmanın issizliği yüreğinde yer değiştirerek duygularını belirsizleştirirken önündeki yolun neler vadettiğini bilmemekle birlikte emin olduğu tek şey, gerçekten bir daha geri dönmeyeceğiydi. Onun için bu; yeni bir yaşam özleminden, herhangi bir seçenek arayışından ziyade bir varoluş sorunuydu. MINA YAYINLARI