Bir köylü kadın, bir danayı doğar doğmaz kucağına alıp sevmiş , sonra da bunu âdet edinmiş, her gün danayı kucağına alıp taşı- m
Bir köylü kadın, bir danayı doğar doğmaz kucağına alıp sevmiş , sonra da bunu âdet edinmiş, her gün danayı kucağına alıp taşı- miş, sonunda buna o kadar alışmış ki dana büyüyüp kocaman inek olduğu zaman onu yine kucağında taşıyabilmiş. Bu hikâye- vi kim uydurduysa alışkanlığın ne büyük bir güç olduğunu anla- mış olacak. Gerçekten alışkanlık çok yaman bir hocadır ve hiç şakası yoktur. Yavaş yavaş, sinsi sinsi içimize ilk adımını atar; baş- langıçta kuzu gibi sevimli, alçak gönüllüdür ama zamanla oraya yerleşip kökleşti mi öyle azılı, öyle amansız bir yüz takınır ki ken- disine gözlerimizi bile kaldırmaya izin vermez. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Örnekten hareketle asıl düşünceye ulaşma B) Nitelendirmeye başvurma C) ikilemelere yer verme D)Karşıtlıklardan yararlanma E) Benzetmeye başvurma