Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

Bu gece işte, Tepebaşı Bahçesi'nde yazı kuruluna o şölen veriliyordu. Çağrılanlar, Mir'at-1 Suun gazetesinin yazarlarından başka

Bu gece işte, Tepebaşı Bahçesi'nde yazı kuruluna o şölen veriliyordu. Çağrılanlar, Mir'at-1 Suun
gazetesinin yazarlarından başkaları değildiler.
Herkes Ahmet Cemil'in başlamasını bekliyordu. Bu uzun sarı saçlı genç hepsince bir başka yara-
tilışa sahip bir

Bu gece işte, Tepebaşı Bahçesi'nde yazı kuruluna o şölen veriliyordu. Çağrılanlar, Mir'at-1 Suun gazetesinin yazarlarından başkaları değildiler. Herkes Ahmet Cemil'in başlamasını bekliyordu. Bu uzun sarı saçlı genç hepsince bir başka yara- tilışa sahip bir kişi olmak üzere tanıtır, o söze başlarken herkes bir saygı duygusuyla susardı. Herkes Ahmet Cemil'in başlamasını bekliyordu. (...) daklarını fincana uzattı. Sözünü sürdürmekte mahsus gecikiyormuşçasına, kahvesinden bir yudum içti, Ahmet Cemil, dinleyenlerin sevgisine güveni olan bir konuşmacı rahatlığıyla, gülümseyen du- bir gün arka Nazmi, sevi Ahmet Cemi Cemil 'in bir Bu önd başını soğu Şimdi sinin içinde Baba sillelerine yalarla, ut "İşte sonra dedi ki: yaşayaca o cak, umu "NO kimi za! şüncele Şi la akan H narak --- Bilseniz, şiirin nasıl bir dile muhtaç olduğunu bilseniz! Öyle bir dil ki ... Neye benzeteyim, bil mem? Konuşan bir ruh kadar temiz, sağlam ve iyi anlatıcı olsun... Bir dil ki, bizimle birlikte, güneşin batışının hüzünlü renklerine dalsın düşünsün; bir dil ki ruhumuzla birlikte bir yasın acısı ve umutsuz luğuyla ağlasın. İşte (öyle) bir dil istiyoruz ki onda o ezgiler, o renkler, o derinlikler olsun. Fırtınalarla gürlesin, dalgalarla yuvarlansın, rüzgârlarla sarsılsın; sonra veremli bir kızın yatağının kenarına düşsün, ağlasın; bir çocuğun beşiğine eğilsin, gülsün; bir gencin umutla parlayan bakışına saklansın ... Bir dil Oh! Saçma söylüyorum sanacaksınız; bir dil ki sanki bütünüyle bir insan olsun. Çalıştığı gazete sahibinin oğlu Vehbi Efendi, Ahmet Cemil'in kız kardeşi İkbal'le evlenir. Ahmet Cemil, İkbal'in de istekli olması üzerine bu evliliği onaylar. Vehbi Efendi sürekli kötü alışkanlıkları olan biridir. İkbal bu durumdan memnun değildir. Ailesi onun mutsuzluğunu hisseder ama İkbal yaşadıkları hakkında kimse ile konuşmak istemez. Bir gece Vehbi, İkbal'i öyle hırpalar ki hamile olan İkbal çocu- ğunu düşürür ve yatağa düşer. (...) Doktor başını sallıyor: Bu ateşe karşı koyabilmeli, diyordu. Ahmet Cemil, şimdi tehlikeyi daha açık seçiklikle görü- yordu. Bu adamın ağzındaki şu söz, bütün korkularının boş yere olmadığını anlatıyordu. Demek ki ateşe karşı konulamayacak olursa ... O zaman, bir yardım umarak doktorun yüzüne bakıyor; ondan yürek rahatlatacak bir söz, bir işaret bekliyordu... Ama bu adamın aldatmak istemeyen yüzü ciddi, ağırbaşlı ve kaygı ile doluydu. Hepsini söylemek istiyormuşçasına basık duran dudakları “kötü” diyor gibiydi.... E must meler içind 7 boş teri aça ker İkbal, kardeşim; ne oluyorsun kardeşim?, dedi. İkbal onu işitmiyor; iri, açık gözleriyle, o korku- lu bakışıyla ta oraya, duvardan ayrılarak gelen saldırgan hayale bakıyor, kendisini savunmaya çalışarak zayıf vücudu gerilmek, titreyen kolları bir güç almak, aramak için uğraşıyordu. Sonra bu eller birdenbire Sabiha Hanım'ın orada bir çare araştırıyormuş gibi dolaşan başıboş el- lerini kavradı. Bir çığlık, korkunç bir çığlık, sık sık soluk alıp vermelerle çırpınan göğsünü yırttı. Artık yenik ve bitkin, güçten dermandan yoksun kalan başı Ahmet Cemil' in omuzuna düştü. Bu iki kardeşin gözleri şu dakikada son bir sevgiyle birbirine bakıştı.... Ahmet Cemil şimdi bu zayıf vücudu kollarıyla sıkıyor, onu alıp götürmek isteyenden koparıp kur- tarmak istiyordu. Ama kollarının arasındaki bu vücuttan uzun bir ürperti ile bir şey akıyor, bir şey çeki- liyor gibiydi. Yeniden gözlerini İkbal'in gözlerine dikti: Ikbal!.. dedi. Şimdi bu gözler onun bu çığlığına karşı sessiz kaldı; hâlâ ona bakıyordu; ama artık bu gözlerde bir şey noksandı... (...) Ahmet Cemil , arkadaşı Hüseyin Nazmi 'nin kız kardeşi Lamia'yı sevmektedir . Çocukluktan beri birbirlerini tanımaktadırlar. Ahmet Cemil'in bir diğer hayali de Lamia ile evlenmektir. Ahmet Cemil, 170