Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

Çanakkale Şehitlerine Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü besi. Tepeden yol bularak

Çanakkale Şehitlerine
Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü besi.
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya-
Kaç donanmayla sanimis ufacık bir karaya.
Ne hayasızca tehaşsud ki ufuklar kapalit
Nerde gösterdiği vah

Çanakkale Şehitlerine Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü besi. Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya- Kaç donanmayla sanimis ufacık bir karaya. Ne hayasızca tehaşsud ki ufuklar kapalit Nerde gösterdiği vahşetle"bubir Avrupal!" Dedirir-yurtici, his yoksulu, sırtlan kumesi, Varsa gelmis, açilip mahbesi, yahud kafesi! Eski Dunya, Yeni Dunya, bütün akvam-beger. Kayniyor kum gibi, tufan gibi, mahşer mahşer. (1) Yediiklimi cihanin duruyor karsina da, (2) Ostralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada! Çehreler baska, lisanlar, deriler rengarenk Sade bir hadise var ortada: Vahşetier denk Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela... Hani, ta'una da züldür bu rezil istila! Ah o yirminci asır yok mu, o mahluk-i asil, Ne kadar gözdesi mevcud ise, hakkiyle sefil, Kustu Mehmedcigin aylarca durup karşısına Doktu karnındaki esran hayasizcasina. Maske yırtılmasa hälá bize afetti o yüz... Medeniyyet denilen kahbe, hakikat yüzsüz Sonra melundaki tahribe müvekkel esbab, Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harab, Öteden såkalar parçalıyor fake Beriden zelzeleler kaldiriyor a makr Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin, Sonuyor göğsünün üstünde o arslan neferin. 0 Yerin altında cehennem gibi binlerce lagam, Atlan her lagamin yaktig. Yüzlerce adam. Olüm indirmede gökler, olu püskürmede yer One müdhiş tipidir: Savrulur enkaazu beger... Kafa, göz, gövde, bacak, kol, cene, parmak, el, ayak, Boşanır sirtlara, vadilere, sagnak sagnak Saçıyor zırha bürünmüş de o namerd eller, Yıldırım yayimi tufanlar, alevden seller. Verlyor yangını, durmuş da açık sinelere, Sürü halinde gezerken sayısız tayyare. Top tüfekten daha sık, gülle yagan mermiler... Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide guler! Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmindan; Alinir kal'a migogsundeki kat kat iman? Hangi kuvvetonu, hasa, edecek kahnna rám? Çünkü tesis-i İlahi o metin istihkam o Mehmet Akif Ersoy