Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

cevaplayınız. "Server Bedil takma adıyla yayımlanıp "Peyami Safa imzasıyla kitap halinde yayımlanan, Bir Tereddüdün Romani'ni ok

cevaplayınız.
"Server Bedil takma adıyla yayımlanıp "Peyami Safa
imzasıyla kitap halinde yayımlanan, Bir Tereddüdün
Romani'ni okuduktan sonra, ona hararetli bir mektup
yazmıştım. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'nu defalarca
okuduktan sonra ise sanatına hayranlığ

cevaplayınız. "Server Bedil takma adıyla yayımlanıp "Peyami Safa imzasıyla kitap halinde yayımlanan, Bir Tereddüdün Romani'ni okuduktan sonra, ona hararetli bir mektup yazmıştım. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'nu defalarca okuduktan sonra ise sanatına hayranlığım artmişti. Ah keşke gündelik yazılar yazarak geçinmek zorunda olmasaydı o zaman daha da büyürdü! On altı yaşında ilk hikâyelerini yazacağı günden ölümüne kadar meşhur olmaya devam eden bir adam. Ruhsal hallen, şüpheleri, sürçmeleri şöhretini yiyip durdu yine de bitiremedi. Türkiye'de kendi kendini yetiştiren aydınların en başarılı örneği idi. Nedense bir türlü halk sanatı ve folklorunun zevkine erememişti. Yoksa, inadı tutmadığı ve şüphe nöbeti kendisini yoklamadığı zaman en iyiyi ve en yerliyi seçmesini bilirdi. Kimi zamanda haddinden fazla döğüşkendi, polemiklerde kalemini hançer gibi kullanıyordu. Sanatkâr doğmuştu, polemikçi öldü, sanatkar yaşayacaktır. 39. Bu parçadan yola çıkılarak Peyami Safa aşağıdakilerden hangisi ile nitelendirilemez? Okurunun beğenisini kazanan B) Gündelik yazılarıyla sanatçı yönünü olumsuz etkileyen C) Kişisel özellikleri ile tanınmışlığına zarar veren DY Halk sanatından yeterince yararlanmayan E) Bir sanat adamı olarak tanınmaktan rahatsız olan 40. Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada geçen "kalemini hançer gibi kullanmak" sözünde ifade edilen eleştiri tarzıyla örtüşmemektedir? Sait Faik Abasıyanık, gündelik konuları, derme çatma bir dille işlemiş, üslubuyla öyküsünü berbat etmiştir. B) Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Anadolu'yu işlerken bile Anadolu kültürünün üstünlüğünü görmekte aciz kalmış; Anadolu'ya tipik bir Boğaziçi aydını gibi bakmıştır. C) Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın diline Istanbul hanımefendileri değil, mahalle dedikodularının havası hâkimdir, dedikoduyu iyi aktarmak sanat olur mu hiç? Türk romanını incelerken en çok Nabizâde Nâzım'ın gerçekçiliğine takıldım; Nâbizade, gerçeği anlatamayı beceremiyor, çizgi ötesi hayallerini gerçek diye okurun gözüne sokuyor. E) Halit Ziya Uşaklıgil'in İstanbul'u konu alan romanlarının yanında İzmir ve çevresini konu alan öyküleri de hâlâ, okuyucunun raflarında yerini koruyor. LDS