Çünkü bu insanlar, okudukları okulların hiçbirindé konuştuklan dilin ince, doyurucu, itibarlı bir dil olduğunu; kullandıkları ke
Çünkü bu insanlar, okudukları okulların hiçbirindé konuştuklan dilin ince, doyurucu, itibarlı bir dil olduğunu; kullandıkları kelimelerin altında hazinelerin yattığını öğrenmemişlerdir. Konuştukları dili sevmeyi öğretmemiştir onlara kimse. Aksine birileri; yeri geldikçe onun yetersizliğinden, kısırlığından söz etmiştir. Bunun bir kanunla ortadan kalkacağına inananlar, boşa kürek salladığını bilmelidir. Türkçeyi sevmeyi öğrenselerdi, dillerinin iç aydınlatıcı, gönül coşturucu şiirlerini okusalar; zengin ve inceliklerle dolu denemeleri, roman ve hikâyeleriyle karşılaşsalardı ve onlardan yol bularak ince bir Türkçeyle konuşmaya, yazmaya yönelselerdi dillerinde yabancı kelimeler dolaşmayacaktı. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Türkçeyi yabancı kelimelerin işgalinden kurtarmanın yolu, insanların ana dillerine yeniden dönmesini sağlamaktır B) Ticaret hayatında Türkçenin kullanılması, dilimizin gelişmesi adına önemli bir adım olacaktır C) Yabancı isimleri yasaklayan bir kanun, Türkçe kelimelerin itibarı konusundaki inançsızlığı gidermeyecektir D) Türkçe kullanmayı özendiren uygulamaların yaygınlaşması, halkın bilinçlenmesini sağlıyor E) Türkçenin inceliklerini kavrayamamış birine, Türkçenin itibarlı bir dil olduğunu anlatamazsınız SUPARA