Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

da ateşli ateşli konuşuyorlardı. Haşmet Bey herhalde mil- li hareketin önemli olmasa bile etkin bir üyesiydi; onun olgun ve erke

da ateşli ateşli konuşuyorlardı. Haşmet Bey herhalde mil-
li hareketin önemli olmasa bile etkin bir üyesiydi; onun
olgun ve erkek başının Cemal'den ve Ihsan'dan bütün
bütün başka bir anlamı vardı. Herhalde onun enli omuz-
lu uzun boyunda, biçimli ellerinde

da ateşli ateşli konuşuyorlardı. Haşmet Bey herhalde mil- li hareketin önemli olmasa bile etkin bir üyesiydi; onun olgun ve erkek başının Cemal'den ve Ihsan'dan bütün bütün başka bir anlamı vardı. Herhalde onun enli omuz- lu uzun boyunda, biçimli ellerinde, şakakları ağarmış si- yah saçlı, çıkık çeneli, iradeli başında Osmanlı İmparator- luğu'nun en güçlü asker örneği beliriyordu. Bu baş, bu kartal gibi gözler yalnız Dünya Savaşı'nın askeri değildi. İmparatorluğun kim bilir hangi köşesinde, belki Arnavut- luk'un sarp kayalarının pişirdiği, yetiştirdiği bir askerdi. Bundan başka konuşmasında, bakışında çok okumuş, dü- şünmüş, yaşamış bir adam hali vardı. Onun için Ayşe'yle karşı karşıya İhsan'dan fazla birbirleriyle, kafalarıyla, ol- gun ruhlarıyla daha arkadaşça anlaşıyor gibiydiler. Ben de İhsan gibi, onu Ayşe'nin yanında derinden inceledim. Ayşe'ye seyrek gelen bu adamla dostluklarının derecesini ölçmeye çalıştım. O da bizim onunla olduğumuz gibi bi- zimle meşgul oluyor muydu? Herhalde bir şey duyurmu- yordu. İstanbul'da son günlerde oldukça tehlikeli bir hava esiyordu. İngilizlerin İstanbul'u işgali ağızdan ağıza söy- leniyordu. Meclis kendini güvende bulmuyor, padişahın oyunu anlaşılmıyordu. Hep filan gün filan papaz ya da filan paşa, sarayın arka kapısından girmiş çıkmış, İngiliz elçiliği kâtiplerinden mister filan Şişli'de siyasi açıklama- larda bulunmuş gibi dedikodular vardı. İhsan'ı bizimkiler hemen Adapazarı'na gönderiyor- lardı. Orada Anadolu'yu karıştırmak için yapılan düzen- ler ve örgütlere karşı o da örgüt yapacaktı. İngilizler, Türklerden şüpheli gördükleri adamları Haydarpaşa tre- niyle seyahat ettirmiyorlardı. Hele subayları hiç bırak- mıyorlardı. İhsan karadan kaçıp gidecekti. Bütün bu ay- rıntılarla Ayşe son derece ilgili görünüyordu. Nihayet ciddi kısmı bitirdik. Çay içtik, Ayşe neşeli 56