da gösteriyor. (II) Türk aydını ne Tanzimat Du vetifünun Dönemi'nde Anadolu köylüsüne ilgi duymuştur! (III) Milli Edebiyat Dönem
![da gösteriyor. (II) Türk aydını ne Tanzimat Du
vetifünun Dönemi'nde Anadolu köylüsüne ilgi duymuştur! (III)
Milli Edebiyat Dönemi'ne kadar hatta Cumhuriyet Dönemi'ne ka-
dar Türk yazarlarının Anadolu köylüsüne dair sadece Karabibik'i
ve birkaç öyküyü vermi](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230310100104739785-669085.jpg?h=512)
da gösteriyor. (II) Türk aydını ne Tanzimat Du vetifünun Dönemi'nde Anadolu köylüsüne ilgi duymuştur! (III) Milli Edebiyat Dönemi'ne kadar hatta Cumhuriyet Dönemi'ne ka- dar Türk yazarlarının Anadolu köylüsüne dair sadece Karabibik'i ve birkaç öyküyü vermiş olması bunun en büyük delilidir. (IV) Refik Halit'in Memleket Hikâyelerinden sonra Anadolu edebiya- timizda kendine yer bulmaya başlıyor. (V) Refik Halit'in gerçek- çi tasvirleri, yerel söyleyişleri kullanmadaki ustalığı, renkli ve can- li kişi yaratımları diğer yazarların da Anadolu köylüsüne ilgisini cezbetmeye başlıyor. 7. Numaralanmış cümlelerin hangisinde yazarın üslubuna de- ğinilmiştir? A) I B) II C) III D) IV (1) Bitkilerin çiçekleri çoğunlukla güzel kokular yayar; çiçekli bit- kilerdeki kokulu maddeler, kolayca buharlaşabilen kimyasal bi- leşiklerdir. () Bitkiler bu maddeleri çoğunlukla polen taşıyan canlıları kendilerine çekmek amacıyla salgılar. (III) Çiçekli bitki- lerce salgılanan kokuların polen taşıyan canlıları cezbetmesiy- le çiçekli bitkilerin yumurta hücrelerinde tozlaşma meydana ge- lir. (IV) Bitkiler ayrıca hastalıklardan korunmak ve kendilerine za- rarveren canlıları uzaklaştırmak amacıyla da koku yayabilir. Bir çiçeğin kokusu farklı kimyasal bileşiklerden kaynaklanabilir, örneğin bazı orkide ve gül türlerinde farklı 100 koku veren kim- yasal bileşik bulunur. amaç Sonu Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde sebep-so- nuç ilgisi kurulmuştur? A) I B) II C) III EV D) IV E) V www.netlerikalia.com Özne Y (Donmuş ırmağın iki yakası kavak ağaçlarıyla kaplıydi. (11) Rüzgâr, dalların üzerindeki kar örtüsünü az önce süpürmüştü. (H) Gitgide silinen gün işığının altında ağaçlar, korkunç karaltı- ları hâlinde birbirinin üzerine abanıyormuş gibi görünüyordu. (IV) Cansız, kımıltısız acı bile duyulamayacak kadar ıssız ve soğuk olan bu yabani ülke üzerine ağır bir sessizlik çökmüştü. (V) Aci- masız, uçsuz bucaksız bir sonsuzluktu, tabiatın iliklerimize ka- dar hissettirdiği bu tablo. 9. alr ba lik me ka de mi la lis ZI B le A B E