di l u kn siy 01 nit H Bahçeşehir Koleji TÜRKÇE HAFTA SONU ÖDEVİ-15 Sevgili Öğrencilerimiz, Bahçeşehir Yayınları Soru Bankası'nd
di l u kn siy 01 nit H Bahçeşehir Koleji TÜRKÇE HAFTA SONU ÖDEVİ-15 Sevgili Öğrencilerimiz, Bahçeşehir Yayınları Soru Bankası'ndan Test-21 (ikilemelerin Cümleye Kattığı Anlam) ve Test-50'yl (An- latim Biçimleri-1) çözmeyi unutmayınız. 7. SINIF GÖL GİBİ OL Mehmet Usta, mahallede sakinliği ve yüzünden eksik olmayan gülümsemesiyle bilinen yaşlı bir bakır ustasıy- mış. Her sabah küçük dükkânının kepenklerini kaldırıp kapısını açtığında çalan küçük kapı çıngırağı, onu selamlı- yor gibi hissedermiş. Babasından kalan bu küçük, sıcak iş yerini çok seviyormuş. Raflar; bazıları yeni bazıları baba- sının zamanından beri alıcılarını bekleyen tencereler, bakraçlar, tepsilerle doluymuş. Bu dükkândaki sesler ve ko- kular Mehmet Usta'ya kendini evinde hissettirirmiş. Özenle ve incelikle işlediği kap kacağın alıcısı çokmuş. Mehmet Usta, her zaman kaderine şükredermiş. Kendi oğlu olmadığı için yanına aldığı çıraklara sanatını öğretir- miş. İşte böylece yıllar yılları kovalamış. Bir gün Salih adında bir çırağı olmuş. Salih, bu işi öğrenmeye gönüllü de- ğilmiş ve sürekli her şeyden şikâyet ediyormuş. Ustası hayatın her aşamasında yeni şartlara alışmanın zaman al- dığını bildiğinden ona karşı sabırlı davranıyormuş. Ancak zaman geçtikçe Salih; bu yeni hayata alışmak ve işi öğ- renmek bir yana sürekli sızlanan, hoşnutsuz biri olup çıkmış. Kapının çıngırağı çok gürültülüymüş, taburesinin aya- ğı dengesizmiş, toz onu hapşırtıyormuş, çekiç sesi yüzünden başı ağrıyormuş... Günlerden bir gün Salih bir yandan öğle yemeğini bitirmeye çalışıyor bir yandan da kendi yemeğini mahallede- ki diğer çırakların yedikleriyle kıyaslayıp şikâyet ediyormuş. Usta, işinden başını kaldırmadan Salih'e gidip küçük bir kese tuz almasını söylemiş. Salih, dükkândan çıkıp dolaşmak için bir bahane bulduğundan bu duruma pek se- vinmiş. Geri geldiğinde usta, tuz kesesinin yarısını bir bardak suyun içine boşaltmış. Sonra bir kaşık alıp yavaşça suyu karıştırmış ve Salih'in itiraz etmesine fırsat bile vermeyen bir ses tonuyla ona bütün suyu içmesini söylemiş. "Tadı nasıl?" diye sormuş usta. "Usta, nasıl olsun? Yanıyorum, boğazımı ateş bastı. Neden bunu içmemi istedin ki?" 1. Mehmet Usta, Salih'e neden tuzlu su içirmiştir? 2. Usta, "Göl gibi ol" sözüyle çırağına ne anlatmak istemiştir? Usta, tek bir söz söylemeden paltosunu giymiş ve Salih'i küçük bir gölün kenarına götürmüş. Tuz kesesinde ka- lan tuzu göle boşaltmış ve bardaktaki suya yaptığı gibi bir çubukla karıştırmış. Sonra gölden bir bardağa doldurduğu tuzlu suyu çırağına vermiş. "Şimdi nasıl geldi?" diye sormuş. "Çok ferahladim usta, bu su o kadar tatlı ki on bardak daha içebilirim." Bunun üzerine usta Salih'in karşısına geçerek: "Hayatımızdaki dertler, tuz gibidir; ne azdır ne de çok. Derdin miktarı hep aynıdır. Ancak bu derdin acılığı, neyin içine konulduğuna bağlıdır. Derdin olduğunda yapman ge- reken tek şey: dert veren şeyle ilgili hislerini genişletmektir. Onun için sen de artık bardak olmayı bırak, göl gibi ol!" HA ve 95'te 116 ve 1 entlerin Kle Bor Oks Holy Karbe lisy lan ro D Hayat bize her zaman güzellikler sunmayabilir. Bazen küçük bazen de büyük dertlerle baş etmemiz gerekebilir. Siz de dertler karşısında nasıl tavır aldığınızı kısaca anlatınız.