Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

e Abdullah Meriçdalı'nın "Köy" adlı tablosu Yolu arabacı da bilmiyor. Kâh sağa, kâh sola sapıyor; kâh tarlaların içine sürüyor;

e
Abdullah Meriçdalı'nın "Köy" adlı tablosu
Yolu arabacı da bilmiyor. Kâh sağa, kâh sola sapıyor; kâh tarlaların içine sürüyor; sonra, ka-
fasını bana doğru uzatıp şaşkın gözlerle bakarak:
"Acaba buradan mi gitsek? Acaba şuradan mi gitsek?" diye soruyor.
B

e Abdullah Meriçdalı'nın "Köy" adlı tablosu Yolu arabacı da bilmiyor. Kâh sağa, kâh sola sapıyor; kâh tarlaların içine sürüyor; sonra, ka- fasını bana doğru uzatıp şaşkın gözlerle bakarak: "Acaba buradan mi gitsek? Acaba şuradan mi gitsek?" diye soruyor. Ben gittikçe öfkelenmeye başlıyorum: "Nasıl arabacılık bu!" diyorum; "ne yol bilirsin, ne de..." "Yol nerede efendi? Yol yok ki bileyim," diyor. Biçarenin hakkı var. Evet yol yok ki... Bir müddet iyi kötü bir şose üstünde gidiyoruz; birkaç kilometre sonra bakıyorsunuz, altınızdaki bu şose kayboluveriyor. Ya bir derenin kenarındasınız, ya sarp bir tepenin eteğinde... Bittabi, bu sarp tepeye çıkmak ihtimali olmadığı için derenin çakıl taşları üstünden sarsıla sar- sıla gitmeye mecbur oluyorsunuz. Derken, önünüze bir çoban yolu çıkıyor, bir müddet de bunu