Fasulyeler yukarda odalardaydı. Ben, “Fasulyenin fiyatı arttı mı?” diye sorardım. O, "Ne gezer!" derdi. "On para oynamadı." Bir
Fasulyeler yukarda odalardaydı. Ben, “Fasulyenin fiyatı arttı mı?” diye sorardım. O, "Ne gezer!" derdi. "On para oynamadı." Bir gün, yukarı kattaki helaya gitmek üzere mer- divenleri çıkmıştım. Ayağıma bir şey takıldı. Fasulye çuvallarının üzerine düştüm. Fasulyeler garip bir ses çıkardılar. Elimle vurdum. Ben bu sesi tanıyordum. Bir daha vurdum. A, bunlar cevizdi! Aşağı inince, "Yahu Ali Bey," dedim, “yukarıda ce- viz de mi var?" "Ha," dedi, "ardiye için birisi koydu. Birkaç çu- val..." Akşam babama işi anlattım. Ertesi gün geldik. Dükkân kapalı! Anahtar bulup açtırdık. Bütün çuval- lar cevizdi. Üzerlerinde de bir M. A. markası vardı. Babam bana, "Aptal," dedi, "herif fasulyeleri sat- mış. Yerine de başkalarının cevizlerini ardiyelik dol- durmuş. Sen uyu hâlâ!"