ga KOLEJI de tırnak tahtayı sile- ("") kendinden nu öğren- mli eser- niyor. lisin reti IŞARETLERI KAZANIM: Yazdıklarını düzenler
ga KOLEJI de tırnak tahtayı sile- ("") kendinden nu öğren- mli eser- niyor. lisin reti IŞARETLERI KAZANIM: Yazdıklarını düzenler. -C TEST-2D 1. Aşağıda, belirtilen noktalama işaretlerinin bazı özelliklerine yer verilmiştir. Kendisinden sonra açıklama yapılacak cümlenin sonuna konur. ● • Edebî eserlerdeki karşılıklı konuşmalarda, konuşan kişinin adından sonra konur. • Özel olarak belirtilmek istenen sözler tırnak içine alınır. • Başka bir kimseden veya yazıdan olduğu gibi aktarılan sözler tırnak içine alınır. • Tamamlanmış cümlenin sonuna konur. doga • Saat ve dakika gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur. • Birbiri ardınca sıralanan eş görevli kelime ve kelime gruplarının arasına konur. ● • Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur. • Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan ögeleri belirtmek için konur. • Metin içinde ve, veya, yahut, ya...ya bağlaçlarından önce de sonra da virgül konmaz. UYARI: Tekrarlı bağlaçlardan önce ve sonra da virgül konmaz. • Ögeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur. İkiden fazla eş değer ögeler arasında virgül bulunan cümlelerde özneden sonra noktalı virgül ko- nabilir. • Cümledeki anlamı tamamlayan ve cümlenin dışında kalan ek bilgiler için kullanılır. • Özel veya cins isme ait ek, ayraçtan önce yazılır. Bu açıklamalara göre aşağıdaki metinlerin hangisinde noktalama yanlışlığı yapılmıştır? A) "İyi de yalnızca sen misin korkan?” dedi köknar. "Şu gürgenler insanlardan korkmuyor mu sanki? Şu kesta- neler, şu ladinler, şu çamlar ve ardıçlar korkmuyor mu? Hatta epeyce yaşlı olduğu hâlde ta oradaki çalılıkların içinde duran ak sakallı meşe bile korkmuyor mu?" TÜRKÇE B) Sağ kol; baş arkasından, dirsekten, bilekten bükülerek sol omuz başına uzatılır. Sol elle bükülü olan sağ dir- sekten tutulur ve kol sol omza doğru çekilir. Aynı hareket diğer kolla da yapılır. C) Burada şiirin hikâyeye katkısı olduğunu belirtmeliyim. Şiiri denemiş, yolunu şiirden geçirerek hikâyeye gelmiş olanlara bakın. Yer yer bu "eksik" kalmış şair yanlarını hikâyelerinde tamamlarlar. D) "Her Yüz Bir Öykü Yazar” (1964)da günlük hayatın ve deneyimin izleri görülmeye başlar. Bu dönemden itiba- ren Ahmet Oktay'ın şiirinde iki ana hat bazen yan yana, bazen birbirine karışarak ama varlığını koruyarak ge- lişir ve sürer.