ge- ece run bir AVA 4. Sait Faik Abasıyanık bir gün Mehmet Kaplan'a bir hikâ- yeciden bahisle şöyle der: "Bırak canım, öyle hikâ
![ge-
ece
run
bir
AVA
4. Sait Faik Abasıyanık bir gün Mehmet Kaplan'a bir hikâ-
yeciden bahisle şöyle der: "Bırak canım, öyle hikâyeci mi
olur! Daha balıkların adını bile bilmiyor." Görmesini bilen,
gördüğünü de anlatma kabiliyetine sahip bir hikâyeci olan
S](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220815070436565821-4602949.jpg?h=512)
ge- ece run bir AVA 4. Sait Faik Abasıyanık bir gün Mehmet Kaplan'a bir hikâ- yeciden bahisle şöyle der: "Bırak canım, öyle hikâyeci mi olur! Daha balıkların adını bile bilmiyor." Görmesini bilen, gördüğünü de anlatma kabiliyetine sahip bir hikâyeci olan Sait Faik, hikâyeciliğinin önemli bir yönünü gösteriyor biz- lere. Bu parçada hikâyecilikle ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Özgün bir üslup sayesinde gerçek hikâyeci olunabile- ceği B) Balıkların isimlerini ezbere bilmeden hikâyeci olunama- yacağı C) Doğadaki varlıkları yakından tanımakla hikâyeci oluna- bileceği D) Doğayı betimleme yeteneği elde etmeden hikâyeci olu- namayacağı E) Yazarın, doğayı hayal gücüyle yorumladığında hikâyeci olabileceği ÖZEL KONSEPT