ge- mizin ediği ku- her eri ni- ek SI Av TÜRKÇE ▼ 6 (1) Nerede olduğunu şimdi hemen toparlayamıyorum takat bir yerde okumuştum i
ge- mizin ediği ku- her eri ni- ek SI Av TÜRKÇE ▼ 6 (1) Nerede olduğunu şimdi hemen toparlayamıyorum takat bir yerde okumuştum iyimser insanla kötümser insanı birbirinden ayırmak üzere güzel bir usul bulmuşlar. Bir masanın üzerine yarım bar- dak su koyup insanları teker teker davet ederek masanın üzerinde ne gördüklerini sormuşlar. Kö- tümserler yani o her şeyi kara, her şeyi korkunç, her şeyi noksan görenler, "Yarısı boş bir bardak görüyorum." demiş. Buna karşılık iyimser olanlar "Yarısına kadar dolu bir bardak görüyorum." demiş Kötümserler gerçekten böyledir. Onların gözlerine boşluklar çarpar. Yürekleri sanki vesvese ile dol- durulmuştur. (II) Parmağında küçük bir sivilce çıkarsa kötümser bunun bir hastalık başlangıcı olduğunu düşünür. İyimser ise parmağında bir sivilce çıktığını, bunu geçiştirmenin mümkün olduğunu düşünür. Böylelikle kendisine de etrafına da hayatı zehretmez. Ama kötümser öyle değildir. (IN) Hiçbir şeyden memnun olmadığı, en iyi firsatlar karşısında zihnini kötü ihtimallere doğru işlettiği için her şeyden önce kendisini berbat eder. Daima kara kara düşündüğünden gülme fırsatlarını sık sık kaçırır. Adeta yaşaya- maz. Allah'ın bahşettiği o bulunmaz imkânı kullanmadan bu dünyadan göçer gider. Bu metindeki altı çizili cümlelerin anlam ilişkileri aşağıdakilerden hangisinde sırasıyla doğru gosterilmiştir D) 1 Amaç-sonuç Amaç-sonuç Neden-sonuç Koşul-sonuç 11 Koşul-sonuç Neden-sonuç Koşul-sonuç Amaç-sonuç 111 Neden-sonuç Koşul-sonuç Amaç-sonuç Neden-sonuç