Günümüzde roman, altın çağını yaşadığı 19. yüzyıl kadar olmasa bile yine de edebiyatın gündemini belirleyen ve ka- muoyunun bekl
Günümüzde roman, altın çağını yaşadığı 19. yüzyıl kadar olmasa bile yine de edebiyatın gündemini belirleyen ve ka- muoyunun beklentilerini karşılayan bir tür olarak kabul gör- mektedir. Bunun gereği olarak özellikle son yıllarda yayım- lanan romanlar Cumhuriyet tarihimizde eşi görülmemiş bir hacme ulaştı ve o ölçüde ilgi gördü. Öyle ki kimi romanların baskısı on binleri bulurken kimileri 500, 600 baskı sayısıyla milyonlarla buluştu. Söz gelişi 2004 yılında 260, 2005 yılında 364, 2013 yılında ise 428 kimilerine göre 500'e yakın roman yayımlanmış olması aynı zamanda türün niceliksel boyutu hakkında da bilgi vermektedir. Bu sonuç elbette ki toplumun kitaba ve okumaya ilgisizliği dikkate alınırsa Türk romanı için başarı olarak kabul edilmelidir. Ne var ki reklam ve algı oluş- turma yoluyla kendilerine okur bulan pek çok roman yazarı, birbirine benzer ürünleriyle güncelin sınırlarını aşamadı. So- nuçta yazılanların önemli bir bölümü, ver takdirini al takdirimi anlayışına göre yorumlandıkları için nitelikleriyle değil, nice- liksel yanlarıyla dikkati çektiler. Öyle ki "iyi eser okuyucusunu bulur" genel ve yerleşik yargısı yerini, "iyi reklam eseri daha çok okuyucuya ulaştırır ve doğal olarak çok gelir getirir" yar- gısına bıraktı. 37. Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıda- kilerden hangisidir? A) Ciddilikten yoksun ısmarlamacı bir eleştiri olduğu B) Eserin niteliğini okurun beğenisinin belirlediği C) Yazarların yalnızca belli eleştirmenlere güvendiği D) Eleştirmenin eserden çok yazar üzerinde durduğu E)) Eserin belirli kriterlere göre değerlendirildiği Ideal KONDISYON