gururla karışık duygularla izliyordu onu. Küçük kızı inanı). maz bir hızla büyümüştü. Şimdi böyle uyurken ve annesi parmaklarını

gururla karışık duygularla izliyordu onu. Küçük kızı inanı). maz bir hızla büyümüştü. Şimdi böyle uyurken ve annesi parmaklarını yarı açık dudaklarında gezdirirken hâlâ ko- runmaya muhtaç bir kız çocuğu gibiydi. Fakat upuzun ba. cakları, yuvarlak kalçaları, nefes alıp verirken yukarı aşağı hareket eden göğüslerinin kıvrımları ve pürüzsüz, gergin, tazecik cildi bir genç kızın bedenine aitti. Selene, Anaid'in kulağına fısıldadı. "Uyan, uyuyan güzel." "Rahat bırak beni," diye mırıldandı Anaid. “Ben yo- kum.” Ortadan kaybolmak için yorganı başının üzerine çekti. Fakat annesi onunla uğraşmaya devam etti. "Prensin seni uyandırmaya geldi." "Git başımdan." Bu sefer Selene, Anaid'i gıdıklamaya başladı ve orada sessizce duran birine yaklaşması için parmağıyla işaret etti. “Hazır ol,” diye uyardı Selene. “Bir aşk öpücüğü alacak- sin.” Anaid çenesinde, burnunda ve yanaklarında neşeli öpü- cükler hissetti. Biri tam da dudaklarından öpecekken göz- lerini açtı ve içten bir mutlulukla çığlık attı. "Clodia!!!” Gerçekten de o sirnaşık sevgi gösterisinin sahibi Anaid'in Sicilyalı arkadaşından başkası değildi. Sempatik, cilveli, eğlenceli parti kızı Clodia! Tıpkı Anaid gibi on beş yaşında. Onun gibi bir Omar cadısı. Etna Dağı'nın lavları altındaki Taormina'da Odish cadısı Salma tarafından kaçı- rıldığı zaman karşılaştıkları büyük tehlikeyi birlikte atlatti- ği ve bu yüzden hayatını borçlu olduğu Yunus Klanı'ndan bir genç kız. 10